robson de souza robinho

entry814 galeri video5
    424.
  1. mutluluğu arayan futbolcudur.

    futbol sanattır aslında, özellikle biz futbolseverler için futbolcular o sanatı en güzel icra eden adamlardır. bembeyaz çizgiler arasındaki yemyeşil çim üzerinde görev adamları da vardır, garanti oynayanlar. bir de en estetiğinden göze, gönle, yüreğe hitap edenler vardır.

    ne yazık ki bunların sayısı azdır. ve pek çoğu da bu yeteneğiyle bağdaşmayacak kadar anti profesyoneldir.
    15 yaşında pele tarafından santos'da öne çıkarıldığında "işte benim veliahtım" diye bahsediyordu ondan. yıllar sonra belki de ilk defa birini veliahtı ilan ediyordu. robinho brezilya milli takımının ronald-rivaldo-ronaldinho jenerasyonunun ardından parlayan yıldızı olacaktı.

    kimine göre oldu, kimine göre köprüden önce son çıkışta sapmayı tercih etti. ama bu çocuk aslında pek de dinlenmedi.
    sadece fikirlerinin önemsenmesini istedi. santos'ta yıldızı parladığında avrupa'yı ayağa kaldıran o golü attığında, nereye gidecek konuşmaları da hakkında tavan yapmıştı. ispanya'nın başkenti madrid'in yolunu tuttuğunda 20'li yaşların hemen başındaydı. ama madrid forması giydiği sürece beklentilerin belki üstüne çıkamadı ama bir yıldız özelliğiyle maç kurtardı, goller attı, attırdı. ve o zamanki hocası, bernd schuster'le şampiyonluk yaşadıkları yıl, guti ile birlikte takımın en önenmli silahlarındandı.

    sene sonu geldiğinde ise avrupa yine çalkalanıyordu. real madrid onu takasta kullanmak istiyordu. bernd schuster gitmesini istemiyordu. robinho ise isminin takasta geçmesini duyunca çılgına dönmüştü. ve köprüleri atmıştı. ille de chelsea diyordu. transferin son anlarında chelsea'ya imza atacak derken bu sefer real madrid baskısıyla chelsea'ye değil manchester city'ye gidiyordu. hatta öyle ki basın toplantısında bile yeni klübüm chelsea diyordu. ama kader onu başka bir klube yönlendirmişti. nitekim oradada estiriyor, son derece yararlı oluyor ama "mutlu olamıyordu". en sonunda isyan bayrağını çekiyor ve mutlu olduğunu hatırladığı ve olacağına emin olduğu tek yere santos'a gidiyordu.

    santos macerası onu dünya kupasına taşıyor ve dünya kupasındaki futboluyla taraflı tarafsız herkese kendini ayakta alkışlatıyordu. tek bir soru vardı artık. robinho ne şimdi nereye gidecek?

    işte beşiktaş macerası da burada başlıyordu. babam dediği schuster, yakın arkadaşı guti gitmişti. şimdi ise sıra ondaydı. ismi ise barcelona, schalke, milan, lyon gibi takımlarla anılıyordu. ama robinho "ben herşeyi yaşadım ve kendimi kanıtlamama ihtiyacım yok. büyük bir klübe gitme takıntım yok. artık mutlu olmak istiyorum..."

    nitekim her brezilya'lı gibi mutluluğu seçiyordu bir yerden sonra. 26 yaşındaki robinho, dünya vitrininde kendini siyah-beyaz renklere seçtiriyordu. mutluluğun burada geleceğini belki de çok iyi biliyordu. quaresma'nın, guti'nin bu kadar kısa sürede yaşadığı güzellikler onun için umut vaaediyordu.

    ve şimdi o,
    dünyanın en yetenekli adamlarından biri olan robinho,
    umutlarla yolunu tutuyor bu futbola aşık vatanın.

    en çok sevileceği yerde,
    icra ettiği sanatı en güzel gösterebileceği yerde,
    ve en çok motive edileceği tribünler önünde.

    hoşgeldin "kavruk çocuk."
    0 ...