bir günün anatomisi

entry3 galeri
    1.
  1. geçirdiğin senin için anlamlı olan bir günün anatomisidir.

    Oturuyorum işte; kanepede, bilgisayar masasında, televizyon karşısında, yemek masasında... Oturuyorum, yıllar oldu, bu kentte. Kafelerde, lokantalarda, parklarda oturuyorum. Sonra mayıs akşamları deniz kıyısında, balkonda semaver başında, misafirlikte, annemlerde...

    Yazı başına oturduğumda başlıyor sıkıntı. Neden, kimden bahsetmeli?
    Keyifle çayımı içerken açılıyor masamda harita, varla yok arası insanların yaşayıp yaşamadığının belirsizliğiyle çizilmiş bi coğrafyaya damlıyor tavşan kanı çayım. Haritada bir çocuğun gülüşü yok uykusunda, ölüm meleğinin güldürdüğü... Çayım soğurken afrikayı havalandırıp katlıyor rüzgar, orta doğuya. Buz gibi çayımı içiyorum, uygarlığın uğuşturduğu kıllarımı kıpırdatamadan oturuyorum cehdin içinde.

    Sonra oturuyorum çay sohbetlerinde, kızımın oyuncak evinde; en çok güneşi düşünerek karanlık gecelerde.

    Bir sıkıntı bakar sağ omzumun üstünden. Ayıplar gibi sıkar kalbimi "Kalk ve yorul!" dercesine. Ben her gün böyle iş masasında, bilgisayar başında oturuyorum. Seccadem ayaklarımın altında, oturuyorum sonra; bunca günah sırtıma abanırken, Ya Rab, nasıl da yorgunum.
    0 ...