"aile kasabı" olan bir ülkede yaşıyoruz. aile kasabı, "bacanağınızla eltinizle gelip dana madalyon alabilirsiniz" demek değildir. "kadınlar çekinmeden alışveriş yapabilir, biz kimseye sarkıntılık etmeyiz" anlamındadır.
"aile çay bahçesi" de aynı şekilde. bu sözün altında yatan, "eşinizle oturup çay içebilirsiniz. yan masada rakı içip karınıza laf atacak sığırlara izin vermeyiz" mantığıdır.
sadece kurumlarımız değil, kişilerimiz de böyledir. iki evli erkek, kendi aralarında konuşurken "akşam çocuklarla alışverişe gittik" der. aslında "karımla gittik" demektedir. karşısındaki "oo karıya kambinezon almaya gitmişler" demesinler diye...
ister inanın ister inanmayın; ister beğenin ister beğenmeyin:
"kadın" dendiğinde, bu ülkenin çoğunluğunun aklına; yatakta uzanıp işaret parmağıyla "gelsene yakışıklı" diyen fahişe gelmektedir.
kimse birbirini kandırmasın:
kadına bayan demek, bilinç halısının altına yıllardır süpürülen pisliğin dile getirilmesidir.
kadına bayan diyen; "kadın" sözünden değil, kendinden utanmaktadır.