sessizliğin oyunu sessizlikle oynanır.bir hastane odasında ziyaret saatinin bittiğini anons eden doğulu kızın aksanlı ricasından sonra...
yan odada büyük bir kitap yere düşürülürken , hemşire serum şişesindeki damlayı durdurmak için hortumu sıkıştırırken .... sessizlik hazırımda bekleyen bir oyuncu gibi çoktan neşesini kaybetmiş durur.
bir parça pamuk ve ılık su ile kurumuş dudaklara değdirilen sessizlik
ayaklarını açıkta bırakan bir yorgan gibi... kimsenin anlayamayacağı
gerçeklerle başımız dertdeyken ve kendimizden daha yalan bir tanrı bulamıyorken , bekleyen.... bekleyen....bekleyen sezsizlik.
sen ve ben bir kez daha yaşamak için....ama uzun değil! bir kez daha sevişebilmek için, bir kez daha karın ortasında kalabilmek için sezsizlikte arkadaş oluruz. dünyanın bir hücre olduğunu unutturmak için insana edilen bir hücrede....sessizlik... perdeler kadar kirlidir oysa.hiç yaşayamaz.şiir okuyamaz.sessizlik elmada yiyemez.
karışıklıktan sonra gelen sessizlik,senin alnının ortasına ağlar atan sessizlik.bensende ne gördüysem onu söküp alıyor.yani konuşmayan fotoğrafları,ucuz tualleri.
bugünü öldürmek için yazıyorum.bugünü öldürüp atmak için yazıyorum.sessizlik öğreniliyor çünkü.hemencecikbir hastane odasında,arkadaşım acıdan sayıklarken..... kımıl kımıl parçası kopmuş bir deniz yıldızı gibi
kalan dudaklarıyla kalan gözleriyle,
kalan elleriyle.... sessizliğim öğreniliyor.
bir şey donup kalıyor yüzümüzde... bugüne dek kimseyi
sevmemiş olmaktan ve artık sevememekten korkuyor.
ah derin ağrı, ah sessizlik ....
kavimlerin kargaşası aşk için 13. emri sulara
atan peygamber ...... kimsesiz bir yatakta şarkı söylüyorum.
sessiz ve korkusuz duvar dibi çiçekleriyle seni düşünüyorum.