askerliğinde bulunan 8 günlük açık nedeniyle 45gün hapis cezasına çarptırılmış,bu süre zarfında deniz gezmiş ve arkadaşları asılmasın diye imza toplamaya çalışmıştır.gündüz kılıç'la aralarındaki baba oğul ilişkisi ibretliktir.ve onu araştırırken,hapisten çıktığı ilk gece ve ertesi günkü maçın hikayesini buldum.tüylerim diken diken oldu.buyrun;
''Sene 1960. ihtilal olmuş mayıs'ın 27'sinde,askerler gelmiş iktidara. aradan dört ay geçmiş.Hayat devam ediyordu yine de,özellikle de Mithatpaşa Stadı'nda.Birinci Türkiye Ligi'nin ikincisi yeni oynanmaya başlamıştı o sıralarda.
Eylül'ün ortası.Yapılan bir ihbar üzerine sekiz gün eksik askerlik yaptığı ortaya çıkıyor Metin Oktay'ın.Sonra da "en şerefli, en mukaddes vazifeyi ihmal etmişsin" denerek cezaevine konuyor.Hem de tam 45 günlüğüne.
Metin Oktay'ın Toptaşı Cezaevi'nde yaşadıkları ayrı bir yazı konusudur.Biz kalemimizin mumunu hapisten çıktığı güne çevirelim.
28 ekim 1960.Cezaevinin kapısında üç Galatasaraylı var: Turgan Ece, Rüçhan adlı ve Kamil Altan. Metin Oktay kapıdan çıkınca sarılıp öpüşüyorlar.Gözlerde yaş var.
Ertesi gün Glatasaray'ın Karagümrük'le maçı var.Takım Çekmece'de kampta.Rüçhan Adlı'nın otomobiliyle doğrudan kampa gidiyorlar.Burada tam anlamıyla Galatasaray'ına yeniden kavuşuyor Metin Oktay.
Akşam Beyti'de yemek yeniyor tüm takımla.Ama Gündüz Kılıç sofrayı bir başka donattırıyor o akşam. Kolay mı? Hapisten yeni çıkmış taçsız kral.Takım arkadaşları yemek bitince otele dönüyorlar.Ama Baba Gündüz ve oğlu bildiği Metin Oktay yemeğe devam ediyorlar.Rakı içiyorlar, sabahın 3'üne dek..
Sonra da otele dönüyorlar.Baba Gündüz resepsiyona sıkı sıkı tembihte bulunuyor: "Metin Oktay sabah kahvaltısı için kesinlikle uyandırılmayacak.Oyorgunluğunu atıncaya kadar uyuyacak.""
Baba gündüz böyle konuşur da karşı çıkılır mı hiç? Karşı çıkmadı Metin Oktay. Üç saat sonra sahaya çıktı,antrenmansız ve geceden kalmış vaziyette.Tam iki gol attı o haliyle. Mete Basmacı'nın da bir golüyle Galatasaray,Karagümrük'ü 1960'ın Cumhuriyet Bayramı'nda 3-0 yendi.Yorgunluktan ve dermansızlıktan soyunma odasına kusa kusa gitti taçsız kral.Ama, onu seven tribünlerine kavuştuğu için hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.''