Başyapıt mı? değil, taşyapıt mı? Nayır. Kötü bir film mi? Entel mastürbasyonu mu? Nayır.
Haddinden fazla imgeci, simgeci ve bilgeci olmasına rağmen kâfi miktarda cesur, deneysel ve sorgulayan bir film diye düşünüyorum. ilk yarıdaki olay örgüsü ne kadar reelse ve takip etme merakı uyandırıyorsa ikinci yarısı da bir o kadar sürreel ve olaylar birbirinden kopuk. sonuç: Huzursuz etmeyi amaçladıysa sayın erdem, bravo başardı. Öte yandan Wrangler'in, çok da beğendiğim, sansasyonel bir reklam kampanyası vardı: we are animals. Kosmos'un anlattığı şeylerden biri de bu: hepimiz hayvanız aslında. Battal ve neptün'ün Tarzan ve jane misali, yer yer uluyan kurtlar gibi, yer yer kuşlar gibi iletişmesinden anlıyoruz bunu. Özellikle belediye binasındaki sahne; enfes... tarkovski'nin andrei rublev'indeki yuvarlanan at sahnesi benzeri, aralara serpiştirilen ağır çekim at, kaz, kuş vb. hayvan görüntüleri ile ana karakterler arasında bir ilişki kurdurmasından anlıyoruz. Çalışmanın gereksiz olduğunu ve sadece aşk istediğini haykıran battal'ın ağaçlara tırmanması, atalarından yadigar ilkel dürtülerini kimi zaman ortaya çıkarması da cabası. Keşke gerek sinemada gerek edebiyatta daha fazla donanımım olsaydı da, vay efendim üstad erdem, şu sahnede freud'a selam çaktı, vay efendim aslında bu bir kuramsal sinema tarihi özetiydi falan gibi alengirli sularda mavralar kesseydim. Reha erdem'in, (ve benzeri sinema anlayışına sahip yönetmenlerin) "kaosa mütevazı bir katkısı" da bu galiba. madem bir imge deryası, yüz yüzebildiğin kadar... yorumla yorumlayabildiğince... dal derinlere dalabildiğin kadar... ya da yüz sığ sularda yüzebildiğin kadar ama iyi bir tiyatrocu ol, tabi yerlerse. toparlarsak, yakalayamadığım bir sürü yer, teslim alamadığım birçok gönderme vardır, eminim. Bunları gerçek manada kavrayabilmek, anlayabilmek isterim. Derin sinemanın güzel yanı da bu, daha iyi yorumlayabilmek için daha fazla bilmek gerektiğini insana hatırlatması.
Son sözüm de sana Yeşilçam Sineması... Feriye, Alkazar ve Emek gibi olmasın sonun, aman gözünü seveyim, kapanma sakın! Gönlümüzdesin. Ama bir klima, bilemedin vantilatör hiç bilemedin birer yelpaze filan koysan salona daha bir severiz seni, daha bir sayarız. Eridik lan!