kucaklayarak çalarsın onu. tuşuna basarak çalınmaz o. her hissettiğini ayna gibi gösterir dinleyiciye. sağ el işaret parmağınla bile gösterebilirsin kızgın mı yoksa üzgün mü olduğunu.
sevgilindir o senin. bazen çalamazsın, sinirlenirsin. istediklerini yapmaz, üstüne gidersin. çalamadıkça daha da sinirlendirir, dayanamayıp bırakırsın. ama çok sürmez ayrılığın...
2 gün geçmeden yeniden çalmak, dinlemek, sesini duymak istersin çünkü. kulağına gelen televizyondaki kemancının sesi tetikler seni, kitapçı köprüsündeki akor çalan gitarcı "lütfen yanımda otur ve çal!" der bilmeden.
aşktır,aşkındır o senin. çünkü keman dinleyerek aşık olduğun gibi, keman çalmak içinde aşık olman gerekir. ilham olmadan aşk icra edilmez. keman sınavında hocalar, sevgilini ne kadar sevdiğine not verirler farkında olmadan.
aşık olmuş kemancıya en büyük dram; keman çalamamak, keman çalan müzisyene en büyük dram; aşkı bulamamaktır.