bir de bu var ki evlere şenlik. bu kadarına gülemeyiz de, çünkü bunlara inanan varsa(ki var)durmak yok yola devam diyelim.
"Mustafa Kemal Atatürk 1930lu yıllar boyunca yaptığı çeşitli konuşmalarda Türk Tarih Tezini bizzet desteklemiştir. Örneğin "Bu memleket tarihte Türktü, o halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır." sözüyle Anadoluda eskiden beri yaşamış bütün halkların Türk olduğunu belirtmektedir.
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, istanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." sözleriyle de Kürtler, Rumlar, Bulgarlar, Makedonlar vs. halkların Türk olduğunu öne sürmektedir.
"Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir" sözü de Anadolu'da Türklerin varlığının
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, 1881 - 1938 yılları arasında yaşamış ulusal önder. 1881 yılında Selanikte Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesindeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanımdır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi 14-15. yüzyıllarda Konya ve Aydından Makedonya'ya yerleşti.
Malazgirt Savaşı'ndan çok öncelere dayandığı anlamını taşımaktadır; Anadolunun en eski halkları Atatürk'e göre Türktür.
Bu gerçekliği Atatürkün kendi yazdığı şiirdede görebiliriz:
"Gafil, hangi üç asır, hangi on asır / Tuna ezelden Türk diyarıdır. / Bilinen tarihler söylememiş bunu / Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, / Dinleyin sesini doğan tarihin, / Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak / Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin. / Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, / Avrupanın Alplerinde Oğuz torunları / Doğudan çıkan biz / Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz / Türk sadece bir milletin adı değil, / Türk bütün adamların birliğidir. / Ey birbirine diş bileyen yığınlar, / Ey yığın yığın insan gafletleri / Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, / Hakikat nerede?"
Bu şiirden anlaşıldığı kadarıyla Atatürke göre Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans imparatoru Romen Diyojen kuvvetleri arasında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadoluda Malazgirt Ovasında meydana geldi. Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türk-islâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir.
Alp Dağları'na kadar uzanan yerdekiler Türktür. Tuna nehrinin "ezelden beri Türk diyarı" olduğunu belirterek de Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna gibi Tuna havzası ülkelerinin üzerinde yaşamış olan halkların Türk olduğu tezini ortaya koymaktadır.
Atatürk, Türk Tarih Tezi'nde dile getirilen göç hareketleri ve "Alpler, Orta Avrupa'da yer alan büyük dağ silsilesi. isviçre, Kuzey italya ve Fransanın pek çok bölümünde görülür. Avusturya'nın hemen hemen hepsini kaplar ve Almanyanın güneyinde önemli yer tutar. Coğrafi olarak 44°-48° kuzey enlemleri ve 5°-18° doğu boylamları arasında bulunur. Ekvator'dan ve Kuzey kutbundan hemen hemen aynı uzaklığa sahiptir. 207.000 km² bir alanı kaplar.
Kayıp Kıta Mu" efsanesi arasında bir bağlantı kurulabileceğini düşünmüş ve bu konuda araştırma yapmak için bazı girişimlerde bulunmuştur. Bu efsaneye göre Pasifik Okyanusunda, Asya ve Amerika kıtaları arasında bulunan ve Avustralyanın iki katı büyüklüğünde olan Mu Kıtası 70 bin yıl önce batmıştı. Atatürk, Türk halkının Mu kıtasından dünyaya yayılmış olabileceğini düşünerek bir araştırma başlattı; Meksikaya elçi olarak atanan Mu, sulara batmadan önce Büyük Okyanusta yer aldığı düşünülen varsayımsal kayıp kıtaya verilen addır.
Tahsin Mayatepeki, Türkçe ile Maya dili benzerliğin araştırılmasıyla görevlendirdi"