istasyona doğru yaklaşırken yolların bitmesini hiç istemiyorum içimden. dışımdan elini tutuyorum, içimden dışıma doğru yani. akıyor hayat. akıyorken hayat ben senin elini tutuyorum, az sonra yalnızlığın oturacak oturduğun yerde.
bir istasyona doğru gidiyoruz, az sonra bir tren gelecek ve sen bineceksin demirden yalnızlığa.
gidene has bir tedirginlik var üzerinde, bende kalan, kalanım ne varsa bir kısmını çoktan kaybetmiş olduğumun bilincinde, bende kalan, -kalan müzikten çıkan albümleri ne çok severdik- ardından yalnızlığıma nasıl alışacağıma dair kocaman bir soru işareti.