özgür doğan ve orhan eskikoy tarafından kotarılmış 2008 yılı yapımı bir film. aslında bana kalırsa yarı drama demek daha doğru olacak. belgesel bir anlatımla drama arasında gidip gelen bir anlatım diline sahip. ana sıkıntı oldukça amatör ve ruhla görüntülerin çekilmiş olması. maliyeti düşürebilmek maksadıyla öyle zannnediyorum ki kamerayı ya kendileri kullandılar ya da köydeki birinin eline tutuşturdular. çoğu yerde kafalar görünmüyor, kamera sallanıyor, ya da emre isimli öğretmen telefonda konuşuyor sırtı kameraya dönük vaziyette gösteriliyor.
ama ana fikir çok acımasızca gözler önünde. yüzyıllardan beri doğu insanımızın ihmale uğraması bir tokat gibi suratımıza aşkediliyor. bırakın bir insanın eğitim görmesi, bir hayvanın bile barınamayacağı bir ortamda eğitim verme çabası söz konusu. okul binasında su yok, su...tuvalete giren öylece kalıyor düşünün. emre öğretmen okulun bir bölümünü lojman olarak kullandığı yere suyu taşıyarak getiriyor, bulaşıklarını elde yıkıyor. bu durumdayken bile öğrencilerine bir şeyler anlatma derdinde.
şimdi eğri oturalım doğru konuşalım. aslında bu bir filmden ziyade tokattır. neden 30 yıldan beri terörün bitmediğinin çok açok bir belgesidir. devlet olarak oraya ne verdik, biz ordaki insanlardan ne aldık. eğitim mi verdik? sağlık hizmeti mi verdik? yol mu verdik?...hiç birini verememişiz...sonra da buradaki insanlarımız devlet ve gerilla arasında kalınca onları suçlamışız. oradaki şartlar daha insani olsa 2010'un türkiye'sindeki fotoğraf bu mu olurdu?