kabustur. daha depremin ne anlama geldiğini bilmeyen bir çocuk için kabustan da öte..* enkazdan çıkarılırsınız, çevrenizde tanıdık kimse yoktur. ne olduğunu anlamaz, sizi kurtaran adamları düşman bellersiniz o psikolojiyle. beşinci kattaki daireniz artık yerin altındadır. annenin sesi enkazdan gelmektedir az da olsa. iyi olup olmadığını merak ediyordur evladının. " iyiyim anne. polisler bizi istanbul'a götürsün artık, korkuyorum. " dersiniz çocukluğunuzdan. yan komşunuz ölmüş kocasına sarılıp ağlar yanınızda. sonra size sarılır, kan içinde kalırsınız ama yapacak bir şey yoktur. sığınacak bir o vardır çevrenizde. çakıl taşları ayaklarınıza batar. çişiniz de gelmiştir. sizi apar topar götürürler güvenli bir yere.. anne, baba, kuzen, hala, babaanneden uzakta ne kadar güvende olabilir ki küçük bir çocuk? daha onlardan hiç ayrılmamışken nasıl onlardan ayrı güvende olabilir? küçük bir çocuğa annesinin ölmek üzere olduğu nasıl söylenir?
iki can kaybı verdik o depremde. sağ olarak çıkabildim enkazdan ama herkes bu kadar şanslı değildi. ihmaller.. artık herkes farkında varmalı olanların.. yeni bir tane daha geliyor 1999 depremi gibi.. tek yaptığımız konuşmak, icraat yok. tekrar bu acıları yaşamayalım.. olanları unutmayalım, lütfen..