islam dünyasıyla da alakalı değildir sadece. millet çatışmalarına gelmeden daha müslümanın hristiyana, hristiyanın müslümana yapmadığını müslüman müslümana/hristiyan hristiyana yaptı yıllarca. mezhep çatışmalarında akan kan din savaşlarında akan kandan herhalde az değildir. çünkü din içi çatışmalarda karşındakini direk kutsalını dejenere eden bir topluluk olarak görüyorsun, doğal olarak daha fazla tepki gösteriyorsun.
milletler çatışmasında ise dinin ne derece birleştirici rol oynayacağı hususunda çok iyimser değilim. herşeyden evvel ingiliz/fransız çekişmeleriyle şekillenen ortadoğu coğrafyasında bu şekillenmede ekilen nefret/nifak tohumlarının sökülüp atılması gerekiyor. daha sonra islam birliğini sağlayacak, itici güç görevi görecek bir devlet şart ki, tarihin şehadetiyle birlikte bu görevi üstelenecek devlet olarak türk devleti dışında bir alternatif akla gelmiyor. bizim ise kendi içimizde ayrılıkçı kürtler meselesini çözmeden böyle bir adım atabilmemiz ne mantiki, ne de olası.
aynı kıbleye baş koyduğumuz insanların unutmaması gereken bazı şeyler var, osmanlı'nın çöküş döneminde her millet bir bir koparken onaların kaderini bu milletten ayırmayan dedelerini unutmamalılar. bu toplumun en yüksek değerlerinden biri olan devletin zaafa uğramasının bedelini sadece türkler değil bütün anadolu öder, yabancı desteklerle fitne çıkarılır, kan akıtılır, cefa çekilir ama devlet kurulamaz bunu da unutmamalılar. aynı kıbleye başkoyduğumuzu tekrar idrakine vararak hatırlamalılar. ama en önemlisi bediüzzaman said nursi'nin ayrı baş çekme sevdalısı kürt hüseyin paşa'ya cevabını unutmamalılar;
"sakın ha! bu milletin yaşayanından çok şehidi vardır; bu millete kılıç çekilmez!"