bilindiği gibi yeni çıkan gdo yönetmeliğine göre;
eğer bir ürün %0,9'un üzerinde gdo içeriyor ise etiketleme zorunluluğu getirilmekte,
%0,9'un altında ise, etiketlemeye gerek olmamaktır.
bu durumu eleştiren ve %0,9'un altında bile olsa bunu bilmek istiyoruz ve yemek istemiyoruz diyen vatandaşlarımıza bu konuyla ilgili açıklayıcı bilgiler verelim.
ilk önce şunu söyleyelim ki, bu %0,9 öyle kafadan uydurulmuş bir oran değildir. zaten kafadan uydurulsa %1 olur, niye küsüratlı olsun ki. avrupa birliği'nde de bu oran %0,9'dur ve bunun da tamamen bilimsel bir açıklaması vardır. şöyle ki:
gdo'suz ürünler hem yetiştikleri tarlalarda hem de devasa konteynırlarla taşınma sırasında gdo'lu olanlar ile düşük oranda da olsa karışabilmektedir. birçok kişi bilmez ama gdo'lu ürün yetiştirilen bir tarladan uçan ya da taşınan polenler kilometrelerce ötedeki gdo'suz ürün yetişen tarlalara karışabilmektedir. ayrıca mısır, soya, pirinç gibi birçok ürün hep aynı konteynırlarla uluslararası nakliyatla taşındığından üç-beş tane de olsa karışabilmektedir. gdo'ları belirlemek için yapılan analizler oldukça hassas olan real-time pcr yöntemi ile yapıldığından, bir konternır dolusu mısırın içine karışmış 1-2 mısır tanesi bile sorun yaratabilmektedir. avrupa birliği bu konuyla ilgili yıllarca süren araştırmalar yapmış (bkz. defra project) ve bunun sonucunda istatistiksel olarak her ürüne %0,9 oranında kontaminasyon olabileceği belirlenmiştir.
yani etiketleme için oran %0 olacak dersek birçok gdo'suz ürünü bile çöpe atmamız gerekebilir.
bir diğer önemli nokta da şudur. %0,9'un altında olan her gdo'lu ürüne izin verilmemektedir. sadece insan sağlığına zararı olmadığına dair deneysel kanıtları olan gdo'lu ürünlere izin verilir. bt10 adı verilen bazı gdo çeşitleri de vardır ki, %0,1 bile saptansa ülkeye girişine izin verilmez. o yüzden her çıkan yasayı-yönetmeliği eleştirmeden önce biraz bilgi sahibi olalım.