ilk bakışta masum istekler gibi görünen; örgütün asıl amacının, türkiye toprakları üzerinde kürt devleti kurmaktan fazlası olduğunu gösteren talepler.
kürtçe'nin resmî dil olması:
bu topraklarda yaşayan milyonlarca kürdün ana dilinin resmî dil olarak kabul edilmesi, masum bir istek gibi görülebilir. bu isteğin kabul edilmesi durumunda, devletin tüm resmî kurumlarında kürtçe bilen personel istihdam edilmesi gerekecektir. kadrolaşmaya giden yol bu şekilde açılacaktır.
ana dilde temel eğitim:
ne kadar doğal değil mi? kürtçe dil kurslarına rağbetin olmadığı, türkçe temel eğitim alanların bile iş bulamadığı bir ülkede böyle bir talebin ortaya çıkmasının nedeni, ilk madeyle aynı. kürt nüfus sayısı oranında, kürtçe eğitim verecek binlerce ilköğretim, yüzlerce ortaöğretim okulu açılması; bu okullarda öğretmenlik yapacak binlerce personelin devlet kadrolarına yerleştirilmesi. bu öğretmenler için her eğitim fakültesinde "kürtçe öğretmenliği" bölümü açılması ve bu sayede yüzlerce militan kadroya ulaşılmasıdır.
bölgeye yatırım yapılması:
kim böyle bir şeye "hayır" diyebilir? yatırım elbette yapılmalı. burada "yatırım" diye kastedilen şeyin, bankamatik memurları ve hiç çalışmadan maaş alan binlerce işçi olmadığını kim söyleyebilir. devlet aynı şeyi, batıda yapmadı mı? şimdi aynı arpalıktan pkk yandaşları da istiyor.
pkk'nın hedefi, bazı sempatizanlarının gündüz rüyası kürdistan falan değildir. elektrik faturası tahsil edilemeyen bir coğrafyada, kim vergi tahsil edip ayakta durabilir? hazır vergi verenler dururken, vermeyenle kim uğraşır?
lafın kısası:
türkiye'nin en zengin ve en çok personel çalıştıran şirketi devlet'tir. ele geçirilmek istenen devlet'in hazinesi, maddî imkanları, her şeyidir. apo'nun serbest kalıp milletvekili, hattâ bakan olmasıdır.
iktidara gelip fütursuzca kadrolaşan, yandaş besleyen gelmiş geçmiş tüm iktidarlar, aynısını yaptılar; yâni, devleti babalarının malı gibi yediler. şimdi pkk aynısını istiyor. elinizi verirseniz kolunuzu alamazsınız.