Temel, Fadime'nin kedisinden nefret etmektedir. Bir gün Fadime evde yokken kediyi yakalayıp, arabaya koyar. Bir iki kilometre kadar ileride, bir köprünün yanına bırakıp eve döner.
Kapıyı açıp eve girdiğinde bir de bakar ki, kedi sepetinde oturuyor. Ertesi
gün, Fadime'nin evden çıkmasının ardından, kediyi yine arabaya atar. Bu kez beş altı kilometre ötedeki bir kasabada çöp konteynırının içine bırakır. Eve döner bir bakar, kedi yine baş köşeye kurulmuş,Temel'e kötü kötü bakıyor...
Temel için iş inada binmiştir. Ertesi gün kediyi yakaladığı gibi elli kilometre götürür. Bulduğu her tali yola girer, kedi yönünü kaybetsin diye. Arabasıyla daireler, zikzaklar çizer, çeşitli şaşırtmaca yollardan geçer.
Sonunda yaptığı işten iyice emin olunca, arabayı durdurur ve kediyi
bırakır. Arabasına atlayıp, evinin yolunu tutar.
Saatler sonra Temel evine, yani Fadime'ye telefon
açar;
- Fadime, kedi yanında mi?
- Evde, niye soriysun da?
- O adi hayvana söyle, kayboldum, bana yolu tarif etsin...