biliyorum biliyorum biliyorum. hep bilmenin vermiş olduğu sonsuz acı içinde kıvranıyorum. ve hep aynı okyanuslarda yüzmekten sıkılmanın vermiş olduğu acı içinde..sardım yaralarımı ama acılar baki kalanmış sanırım. uykusuz geceler geçti, yağmurlarla yıkanmış geceler de geçti. ama yağmurlar yağmaya devam ediyor şimşekler de çakmaya devam ediyor içimdeki fırtına(lar) hiç dinmiyor. ama aynı okyanuslarda yelken açan usta denizciler gibi artık öğrendim zor akıntılarını da sularımın..ve yeni okyanuslara yelken açmanın heyecanıyla kavruluyorum buz gibi sularımda...
yıldızları bulutlarımın arkasına gizlenmiş gökyüzlerimde anlamsız artık..yön bulma yetisini kaybetmiş somon balıkları gibi..amaçlarından sapmış. yorulmuş. (ne meraklıyım yorgun bıkmış sıkılmış olmaya) mavi gökyüzümden uzak..okyanularıma akan derelerim olmadan...
bilmiyorum bilmiyorum bildiğimi sandığım şeyleri bilememek daha acı belki de. o zaman benim sandığım okyanuslar başkalarınca zaptedilmiş görüyorum..ve usta sandığım sularımda acemice yelken alıyorum...evet evet... benim o. yüzyıllardır gezindiğim sularda acemiyim. evet o benim. yeni okyanuslar korkutucu karanlık. ben korkuyorum karanlıktanda..ama hep söylediğim gibi taş gibi karanlık diplerime salınmak beni korkutmuyor. beni korkutan..benim önemsediğim. benim sevdiğim. karanlık diplerimde gizli. ve diplerime ulaşamadan bir selam verip gitmek sanırım olacak olan...