duran ağabey'in kızlar sıçmasın isimli kitabında uzun uzun açıklamaya çalıştığı önermesi. işte kitaptan bir alıntı:
"güzel kızların sıçmasını bir türlü kabullenemiyorum. hani aylardır peşinde koştuğunuz kızdan randevu almışsınızdır, bi yerde oturuyosunuzdur, kız lavaboya gideceğini söyler. sıçmaya gideceği aklınıza bile gelmez, makyajını tazeleyip geleceğini düşünürsünüz, en fazla işiyodur dersiniz ve avutursunuz kendinizi. süre arttıkça tedirgin olursunuz. onun çatır çutur sıçtığı fikrini bir türlü kabullenemezsiniz. sıçmak ve o, ne kadar da zıt kavramlar dimi? kalçasından düşen her parça ona olan aşkınızdan alıp götürür. artık iyice inanmışsınızdır sıçtığına. "acaba kalksam mı" diye düşünürsünüz bi an. sonra vazgeçeip o gelince bi bahane bulup kaçmayı palnlarsınız. ve nihayet kız gelir. "kusura bakma canım, arkadaşı gördüm lafladık biraz" der. artık kız gözünüzden iyice düşmüştür. hem sıçmış hem de yalan söylüyordur..."