Dün gece rüyamda gördüğüm ak saçlı donkişot. (veya galileo da olabilir)
Güya kendisi seçilmiş görevlendirilmiş biriymiş. "Derin"lerin sahipleri diye bir grup kendisinin gündemin tam da bu zamanlarında akp'ye düzenletilen bir toplantıda düşünen pek çok insanın da katıldığı ama söylemekten imtina ettiği şeyleri söylesin istemiş. herkes duymazsa diye de endişe edildiğinden kolpa bir nedenle üniversiteden uzaklaştırılmış. (hayırlara gitsin)
Benim algıda sıçıcılık konusunda sabıkalı beynim konunun tamamen resim/heykel mevzuuyla ilgili olduğunu söyledi. (burada artık uyanmıştım, bunlar bilincimin altından değil) Bu heykel ve resim meselesi bir kaç ay evvel de genel kurmay tarafından şöyle bir yoklanmıştı. Brövelerden atatürk'ün koca tepedeki siluetini kaldırmış, gazetelerden halkın nabzı tutulmuş, sonra gerisin geri koymuşlardı. Sonra başkaları (isim tutamam ben aklımda, ilgilenen buluversin bi zahmet) okullardaki atatürk resimlerinin totaliterizm -hatta faşizm- eseri olduğunu, türk bayrağının turkuaz renkte olmasının bir akdeniz ülkesi olmamız hasebiyle bizi ne kadar da açacağını söylemişlerdi. (Hepsine katılıyorum. Turkuaz bayrak hariç. benim önerim: gece mavisi olsun, üstüne simden yakamozlar işlensin)
demokrasi dersi başlığıyla youtube'dan izlediğim hoca; kamu otoritesinin toplumu çağdaşlaştırma görevi olmadığından, bireyin toplumdaki en küçük azınlık olduğundan sözediyor ki katılmamak cinayettir. Ancak kendisinin 20 yıllık sosyolog olarak bildiği her gerçeği söylemediğinden de eminim.
Yeni çağın bilimsel disiplinleri birbirinden ayırmadan, toplumu dönüştürmek için kullandığından haberi yokmuş gibi davranması ya samimiyetsizliğinden, ya da azınlık ve çoğu aptal bir-bir bireylerin anlayamayacağından emin olduğundan. benim paranoyayla kısılmış gözlerime görünen ise: kendisinin bir görev ifa ettiği, planlanmış bir oyunun küçük bir rolünü oynadığıdır. Bu küçük rol sahnelendikten sonra o yargı kararıyla okuluna geri dönecek. Oyun da amacına ulaşmış olacak; güççük beyinli azınlıkların (yani biz, bireylerin) bilinç altlarına resim ve heykellerin gerçekten çağ dışı olduğuna dair serbest radikaller gönderilmiş olacak.
21. yüzyıldayız, vakit daraldı. Herkesin seyri suluktan geçmesini beklemeye vakti yok dünyanın, her şey hızlanacak, değişimler hızlı olacak. Minareler kadar anlamsız olan, kasaba cumhuriyetçileri için zamanında ihtiyaç duyulan ama artık görevini tamamlamış bu eski, şehir mobilyalarından kurtulunacak.
Yapın ulan, yapmayın demiyoruz. Açık olun ama artık be. Biz bu kadar imgeyi, simgeyi, sembolü, göndermeyi, geydirmeyi anlamıyoruz. Anladığımızı düşündüklerimizden de emin değiliz, ne ne kadar manipülasyon, ne kadar gerçeklik ayırdedemez hale geldik; beyin .mcıklaması yaşıyor biraz aklı olanlar. Açık açık anlatın bize planlarınızı, belki aklımız yatar. (Yatmayan da derdine mum yakar.)
(işimi bitiremeden pc başında uyuklarken gördüğüm bir rüyaydı; yüzünü çıkaramadığım bir paşa, kulağımın altına doğru bişey soktu. bu yazı benim irademin ürünü değildir.)