öncelikle şunu belirtmek isterim bu yazıyı yazmaktan kaçındım. heryerde görmezden geldim başımı çevirdim bir galatasaraylı olarak her zaman sessiz kaldım. ama daha fazla dayanamıyacağım.
galatasaray a ilk geldiğin gün hemen herkes galatasaray yönetiminin çok büyük iş başardığını şampiyonluk ve avrupa kupaları hedeflerine ulaşabilmek için büyük bir hamle yaptığını söyledi.
gelelim kariyerine; futbolculuğuna bi diyeceğim yok. hollanda nın yetiştirdiği en bi baba futbolculardan birisi olduğun kesin. amma velakin futbolcu olarak yaptıkların beni pek bi enterese etmiyor. gelelim teknik direktörlük yıllarına; euro 2000 de hollanda milli takımı ile yarı finale çıktın yarı finalde ingiltereye elendin. barcelonayla şampiyonluk, şampiyonlar ligi şampiyonluğunu aldın bla bla bla. bu yıllarda yönettiğin takımlara oynattığın sistem şuydu saldım çayıra mevlam kayıra evet evet. futbolcuları tamamen sahaya salıyorsun onlarda sahada ellerinden geldiğince üç beş bişeyler yapmaya çalışıyor. zaten bu takımlara bakınca yıldızlardan hatta ve hatta dönemin en baba oynucularından kurulu kadroları göze çarpıyor.
...ve galatasaray. öncelikle hoşgeldin. burası türkiye istanbul falan güzel bir şehir. ha bide galatasaray takımı; vefakar ve cefakar taraftarı, tarihi, kültürü ve gelenekleriyle...
öncelikle geçtiğimiz yıl galatasaray kadrosuna şöyle bir gözatacak olursak: baros, kewel, nonda, elano, arda. dikkat ettinniz mi hepsi de birbirinden parlak yıldızlar. ve 25 yıllık bir galatasaray taraftarı olarak ben böyle bir yıldızlar topluluğunu uefa kupası zamanlarında bile görmediğimi açık yüreklilikle söyleyebilirim. bu yıldızlardan kurulu kadro ile geçen sene ne büyük başarılara!!! imza attın öncelikle bunun için seni tebrik ediyorum.
tabiki maç kazanmak ve üç puan almak çok önemli ama herşeyden önce güzel futbol, rakibi yıpratan ve sahanın her tarafına hakim olan bir takım bütün galatasaray taraftarının hasretini duyduğu şey. lakin şu an galatasaray bu görüntüden çok uzak. bu gün oynanan sivas maçı henüz 1-0 devam ederken eminim bütün galatasaray taraftarı takımı izlerken saç baş yolmuştur. takım 2 olumlu pas yapamazken kazanılan bütün toplar bir şekilde ya yan top olarak kullanılıyor yada defansa ve hatta kaleciye pas verilerek eritiliyor. takımda arda dışında hiçbir futbolcu elini taşın altına uzatmazken defanstan neil geçen sene de olduğu gibi geriden çıkardığı uzun toplarla takımın en büyük gol umudu olmaya devam ediyor. küçük takımlara karşı bile öne geçtikten sonra takımı yönlendiremiyorsun. ilk yarıda oynanan futbolu kasetten bir izlemeni tavsiye ederim. ikinci yarı mı? onu izlemene gerek yok zira maç çoktan elden gitmiş. ama ilk yarıyı kesinlikle izle çünki orada galatasaraylı futbolcuların acizliğini açık ve net bir şekilde göreceksin.
yönetimin yanlış transfer politikalarına göz yummarak galatasaray ın içinde bulunduğu hazin duruma tuz biber ekiyorsun.
bu gün günlerden 14 ağustos 2010 inşallah sezon sona erdiğinde bu yazımı bana yutturursun.