34.
-
hiçbir kadın rimel süren bir kadın kadar güçlü duramaz hayata karşı.
çünkü rimel süren bir kadın asla ağlamaması gerektiğini bilir.
ve her kadının içinde biraz kırmızı ruj, biraz kırmızı oje vardır.
bu biraz kadınlıktır, biraz..
içindeki resesif ruhu ortaya çıkarmaktır.
ve içindeki hırçın çocuğu eyelinerin keskin siyahına akıtmalı bazen.
biraz allık, uykusuz geçen bir geceyi örtpas edebilir.
sanatın doğuşunu da böyle açıklamaz mı şairler?
sanat; var olmayana ulaşmak istemek, "yok" u özlemektir..
bir ressam çorak bir araziye bakıp, güzel bir deniz manzarası çizebilir.
bu onun görmek istediği, yansıtmak istediği, ve özlem duyduğudur..
ve bir kadın içindeki kadını kırmızı rujla özgür bırakır,
bu onun görmek istediğidir.
ve bir kadın göz pınarlarını kurutan acısını rimelinin topaklarına hapseder,
bu onun yansıtmak istediğidir.
ve bir kadın tüm boyalarından kurtulup, varolmak ister..
bu onun özlem duyduğudur,
ama asla gerçekleşemez.