efenim "türkiye ekonomisi açısından... bıd bıd bıd..." şeklinde yorumlanmaması gereken mevzudur.
zira mevcut ekonomik konjoktür "merli malı aldık ekonomimiz ferahladı. ithal mal aldık fiyatlar yükseldi." şeklinde yorumlanmayacak kadar karışıktır.
şöyle ki:
o bir araba dolusu yerli malı üreten yerli şirket üretim için kullandığı hammadde, makine, techizat gibi üretim sermayesini yurt dışından sağlıyorsa (ki türkiye'nin ithalat ettiği ürünlerin %50'sinden fazlası sanıldığının aksine tüketim mallarından değil üretim mallarından oluşmaktadır.) veya bu sermayeyi sağlamak için borçlanıyor veya ortaklık yoluyla dışarıdan fon alıyorsa, bu durum uzun vadede cari açığa neden olabilir.
hayır, arabayı dolduran yerli ürünleri aldığın marketin yabancı ortaklarınca finanse edilen bir hiper marketler zinciri olması durumunda ortaya çıkıcak para döngüsüden hiç bahsetmiyorum bile.
ha diğer yandan yurt dışında üretilip ülkemizde satışa sunulan bir mala dair, ithalat, gümrükleme, antrepo, depo ve iç dağıtım gibi işlemleri bir yerli lojistik şirketi tarafından da geliştiriliyor olabilir.
bunlara ek olarak çok çok alakasız bir mevzu olarak uzun vadede karlılığı çok yüksek bir yatırım dış borçlarla finanse edilebilir ki bu da bizi kıraathane üniversitesi mezunu ekonomi profesörlerinin ön gördüğünün aksine "cari açık vermenin her zaman kötü bir şey olmadığı" gibi apayrı bir konuya sürükleyebilir
uzun lafın kısası:
sadece coca-cola yerine cola turla alarak ekonomiyi kurtaramazsınız.