rüyalarımda hep dizileri görüyorum sözlük sanırım kafayı yedim. bana saçma gelen dizi sahnelerini rüyamda mantıklı bir temele oturtuyorum. niye dizilere bu kadar çok içerledim bilinçaltımda sürekli onlar var anlamıyorum. hayır sürekli t.v izleyen bir insanda değilim ama anlamıyorum. en son rüyamda çocuklar duymasında duygu karakteri var ya değişti hani niye eski oyuncusu oynamıyor diye merak etmişim ki rüyamda onu gördüm. güya başka dizide oynuyormuş sözleşmesini iptal edememişler tazminat olayları falan. evet ciddi ciddi bunu rüyamda gördüm sözlük ki daha bu ne efe nin geri dönüşünden tutta monica bellucciya imzalattığım film sözleşmelerine varana kadar çeşit çeşit rüyalarım var. hayır bende istiyorum rüyamda hasretlik çektiğim insanı göreyim ama olmuyor. efeyle duyguyu göreyim ben anca töbe töbe.*
gece aniden uyandığımda acaba evdekilerden birine bir şey mi oldu diye çok korkuyorum. kardeşlerimin nefesini falan dinliyorum. annemle babamı kontrol edemiyorum bir an önce sabah olsun seslerini duyayım istiyorum sabah bir türlü olmuyor.cep telefonlarını aramak istiyorum özel numaradan ama bu sefer birine bir şey oldu sanıp kalpten gitmelerinden korkuyorum. bari tuvalete falan kalksınlar diye dua ediyorum hep.
bu yaz tatilinde tüm arkadaşlıklarımı gözden geçirdim. çok sevdiğim bir arkadaşımın * tavırlarının samimiyetsiz olduğunu düşünmeye başladım. belki de yanlış tespit ettim ama bilmiyorum sözlük. bazen insanları anlayamıyorum. ben merkezli insanlardan uzak durmak istiyorum ama sonra diyorum ki kaldı bir yılın şurda eğlen eğlenebildiğin kadar. irdeleme. sorun çıkarma kendine durduk yere. bakalım kısmet artık okul açılınca göreceğim.
üç kişiyiz biz ama ikimiz diğerimizi* sevgilisi yüzünden yavaş yavaş kaybediyoruz. onu çok seviyoruz. mutlu olduğu sürece uzaktan arkadaşı olmaya razıyız ama insan üzülüyor işte yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi bir zamanlar. zaten o farkında değil bu durumun.
mesajlaşmaktan nefret ediyorum. atılan mesajlara cevap vermiyorum. ama bir kere birisinin çoklu mesaj attığını bile bile ona cevap atmıştım. hemde bayram mesajıydı.* keyfimin olmadığı zamanlarda beni arayanların telefonlarını cevaplamıyorum. evden ararlarsa anneme uyuyor dedirtiyorum. bir dakika sonra da ya eğer bana ihtiyacı varsa ya kötü durumdaysa ya başına bir şey geldiyse diye düşüncelere kapılıyor kendimden utanıyor; hemen ben arayanı arıyorum.
onunla konuşunca yüzümde saçmasapağan anlamsız kocaman bir tebessüm oluşuyor.* tam tamına iki gün sürüyor o aptal gülümseme. iki gün sonra mahvetmesini biliyor çünkü. normal şartlar altında o tebessüm kaç gün sürer bilmiyorum çünkü saolsun her seferinde mahvediyor.
bir insanın tüm kaprislerine, nazlarına, saçma sapağan hareketlerine gıkım cıkmadan dayanıyorum ama bardak dolunca pat diye hayatımdan siliyorum. bir an yetiyor hayatımdan çıkarmaya.*
karşımda ki insan da şasırıyor ama bir kere gözümde bittiyse bitti. işte tam anlamıyla o an tanıyor karşımdaki beni. gerçekten gözümde bir şey bittiyse bitmiştir nokta. ama bu huyumu sevmiyorum sözlük. her insanın son bir şansa ihtiyacı olduğunu düşünsemde uygulayamıyorum.
haksızlığa uğradığım çok oldu. eskiden olsa şikayetlenirdim ama şimdi yaşadığım her şeyden ders çıkarmasını öğrendim. kazıklarımla mutluyum*. ama yine de insanlara çokçabuk değer veriyorum. mesela bu saçmasapağan itiraflara dayanıp sonuna kadar okuyan kişi evet sen seni hiç tanımadığım halde benim için çok değerlisin şu anda. gerçek hayatta da öyle bir tebessüm edenin kırk yıl hatrı oluyor.