ilk mezun olduğunda kesinlikle mezun olan şahsa vay anasını dedirten olay. koskoca bir (ortalama) 4 - 5 yıl geçmiş, arkadaşlar, kankalar da bitirmiş, herkes iş arayışına girişmiştir. hayat yeni başlamış ve mezun olan şahıs sudan çıkmış balık gibi ortama alışmaya çalışmaktadır, sürekli çırpınıyordur. sürekli bir şeyler düşünür, "acaba kariyer mi yapsam?", "hemen işe mi başlasam?", "acaba iş bulabilecek miyim?", "askerliği hemen aradan çıkarsam mı?", "master mı , iş mi?" " özel sektör mü, devlet mi?", "acaba yurt dışı şansımı mı zorlasam?", " en azından bir nişan yapsam mı acaba?" "hangi şehire yerleşsem?"... bu sorular akla gelen soruların onda biridir, kader yavaş yavaş ağlarını örmektedir ve sizin için biçtiği rolü size yavaştan oynatmaya başlar, bir yerden sonra kadere karşı koymanın imkansız olduğunu görürsünüz ve rolünüzü kabullenmeye başlarsınız, işte o an hayat otomatiğe bağlanır, artık boş zaman yoktur, artık sorumluluklar vardır, etrafındaki herkes yaşama ve kendini geçindirme derdindedir ve sizde öyle olmak zorundasınızdır. yeni bir hayat başlamıştır ve artık eski günler asla unutulamayacak hatıralar olarak, ileride şans eseri karşılaşılacak eski dostlarla yad edilmek üzere hafızadaki yerini almıştır.