ramazan anıları

entry26 galeri
    12.
  1. ilk gençlik yıllarımızda (15-16 yaşlarımızda), iftar vaktine kadar orada burada sürterdik. iftar olsun diye yapmadığımız şey kalmazdı. Semtimizden ilçe merkezine(istanbul-Kartal) yürür, bankalar caddesinde dolaşır tekrar geri dönerdik, tabii yürüyerek. amaç vakit geçirmekti.

    Ramazanın kış aylarına denk geldiği zamanlardı o zamanlar. Hava soğuk tabi, ısınmak için bazen yürümek veya hareket etmek yetmezdi. Yalandan ekmek fırınlarına girerdik. Sanki bir şey alacakmışız gibi, halbuki oruçluyuz, ısınmak için girmişiz. Lafı eveler, gevelerdik. Çoğu zaman anlardı fırıncı, sorduğumuz abuk subuk unlu mamüller için " siz hele biraz ısının, belki gelir o dediğinizden" der gülümserdi.

    Kartal merkezde biraz dolaştıktan sonra iftar vaktine yakın semtimize geri dönerdik. Ama merkezdeki alt geçitin orda satılan ne idüğü belirsiz çikolata ve bisküvilerden almadan gitmezdik. Fiyatını hatırlayamıyorum şimdi ama, düşünün ki şimdi normal bir tablet çikolata 1-2 TL, ve düşünün ki normal bir tablet çikolatanın en az 3 katı büyüklükte bir tablet çikolata 20-30 kuruş. Öyle bir şey işte, varın gerisini siz düşünün. içinde belki de kakao yerine yanmış motor yağı falan vardı, bilemiyorum artık.

    Kartal merkezden yaklaşık bir kilometre kadar uzaklaştıktan sonra, küçük bir bakkaldan ekmek alırdık, çikolataları ekmek arası yapar, ezan okunur okunmaz yerdik. Bir süre sonra ekmek arası çikolata kesmemeye başlamıştı, yeni aromalar denedik. Ekmek arası bisküvi, gofret falan.

    Halbuki her ne kadar zengin ailelerin çocukları olmasak da, çok şükür bir çorbamız kaynardı evlerimizde. Ne diye bu eziyeti çekerdik ki sanki? Sanırım genç olmak böyle bir şey...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük