çocuk bile yazsa yürekten dökülen sözcüklere "saçma" demek doğru değil.
gidin, ennnnn populer medya maymunlarının yazdıklarının, yaptıklarının ne kadar saçma sidik olduğunu bi anlayın.
çocuk siirlerinin güzelliğini başımdan geçen şu olaydan biliyorum.
ilkokul beşteyiz. kamışına su yürümüş bir kaç erkek olarak sınıfın en güzel kızı ayşe için deli divaneyiz, bu ortak aşkımıza şiirler döşeniyoruz.
elebaşı olarak ben kankalara bir gün dedim ki: gelin lan hepimiz ayşe için kollektif bir şiir yazalım. her birimiz bir satır yazsın. kabul edildi.
romantik darbe planımız örtmenin eline geçmesin diye konspirasyon uyguladık ve kollektif şiiri, birinci sınıfların "ali topu ayşe'ye at" kitabı sayfaları arasına gizlemeye karar verdik.
bir cumartesi öğle sonrası "korkmaz sönmez" merasiminden sonra boş bir sınıfa girdik. 5 kişiyiz.
kitabın bir sayfasına şimdi diş doktoru olduğunu bildiğim eleman şiire şu mısra ile başladı:
"ayşe, güldüğünde o beyaz dişlerini gördükçe kendim olamıyorum"
diğer üç eleman şunları yazdılar:
"ayşe beni sevdiğine inanmak istiyorum"
"seni çok seviyorum"
"senin için hem ateş hem yağmur olurum"
sıra bana geldi:
ayşe senin amına korum.
ayşe annesi ile müdüre kitabı vermiş. arkadaşlar beni sattılar, bi ton dayak yedim.
takdiri ilahi galiba, o olaydan sonra ayşe bana aşık oldu...