geleneklerimiz, yetiştirilme tarzımız bize normal şartlarda da kalabalık yerlerde bir şeyler yemenin çok uygun olmadığını söyler.
en azından ben öyle yetiştirildim. bugün, ne bileyim bir döner ekmek dediğimiz alamet-i farikayı alıp sokakta yiyemem. sabahları çok erken okula giderken midem bulandığı için otobüse binmeden yediğim bir poğaçayı dahi güç bela bitiririm, çekinirim. saçma gelebilir, ama rahatsız olurum. o sırada birinni canı çeker mi acaba diye telaş ederim.
haliyle ramazanda oruç tutmuyor olsaydım, ya da tutamıyor olduğumda aynı özeni gösteririm.
altını çiziyorum; özen.
saygı sözü çok bayatladı, her şeyde bir saygı saygı saygı. içi boşaldı.
ben buna özen diyorum.
normal şartlarda da dikkat etmemiz öğretilen bir şeye, ramazanda da biraz daha özen göstererek bağlı kalırsak sorun çıkmayacaktır.
pek tabii ki bunun tersinde de "hoşgörü" esastır. yine saygı demiyorum, hoşgörü...
bunların ikisi de geleneklerimizde olan şeyler. islam öğretilerini de dışarıda tutun, insani şeylerden söz ediyoruz.