toplumlarda bulunan kutsal yiyecekler 'yasak'lardan doğar.
'yasak elma' kültü.
bazı yiyecekler yasaklanırken bazıları helal olarak kabul edilir,
ya da yiyeceklerin 'bazı' zamanlarda yenmesine izin verilir.
bu yasakların sembolikleşmesinden dolayı 'oruç' olgusu ortaya çıkmıştır.
''Yavrum benim,demişti, ne zamana dek yiyeceksin içini,
yemeyi içmeyi unutup,ağlaya sızlaya ?
Bir kadınla sarmaş dolaş olmak iyi şey,
neden bundan yoksun ediyorsun kendini '' *
''ölü yakını; cenaze sonuna kadar yeme, içme, uyuma ve cinsel ilişki yasağına bağlı kalır.'' bu eski toplumda 'iç yamyamlığı' yasaklamanın da ifadesidir.
toplum birimleri ayın belirli zamanlarında birbirlerine kurban* verirler
ve kurbanların geldiği toplumun mensupları kurban'dan yemez.
insan kurban etme, eski toplumun yaşayış biçimine ve yasaklar listesine örnektir.
'tanrı; evren'i, gökleri, yerleri 6 günde yaratmıştır ve
7. günü dinlenmeye bırakmıştır.' **
7. günde çalışılmayacak, dinlenilecek, çalışanlar öldürülecek*
ve kimse çalışmadığı için de herkes aç kalacak. yas tutacak,ölülerine ağlayacak.
dinlenme günleri; bir ayın her 7. günü gerçekleştiği ve ritüel bir olgu haline geldiği
ve zamanla diğer yeme-içme yasakları ile de birleştiği için zamanla daha uzun
süreli yememe-içmeme haline yani 'oruç'a dönüşmüştür.
oruç, yasaklar silsilesinin sonucudur. nefsi terbiye etmekle alakası yoktur.
gün boyu aç kalıp, iftarda yemeğe saldırmak nefsi terbiye değildir.
organizma için de pek sağlıklı olduğu söylenemez.
''Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı... Allah (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın.'' *
yani oruç olgusu hakkında yazılanlar/söylenenler, yasaklar/helaller değişmiş durumda.
toplumların yaşayış biçimlerine bakıldığında yasakların, ritüellerin,
geleneklerin değişimine ve oluş biçimlerine göre 'yeme-içme' yasağının
yani 'oruç'un hangi kaygılardan, maddi koşullardan ve kabullerden ortaya
çıktığı ve 'nefs terbiyesi', 'açın halinden anlama', 'ruhu temizleme' gibi
söylemlerin arkasına sığınarak, nasıl 'inanç' haline geldiği görülebilir.