bir aşk hikayesi

entry67 galeri video2
    13.
  1. ilk dönem bitti nihayet. biraz biraz alışmıştım bursa ya da. dersler orta halliydi. yaklaşık 1 ay gitmedim bursa ya ama sayılı gün çabuk bitiyor. bana yine bursa yolu gözükmüştü. artık daha bi seviyordum bursa yı ama. ilk sene kalanların çoğu yurtta kaldığı için, evi olan ben, daima arkadaşların buluşma sonrası konakladığı mekan sahibi oluyordum. her ne kadar çevremde sevilmeye başlasam da, aklım hep eda daydı. ne yapıyor acaba, şimdi nasıl falan filan. bu arada hülya teyze nin kızı sedef de o sevdiği çocukla nişanlanmış ve yazın da düğün yapacaklarmış. kız çok mutlu tabi. hülya teyze pek sevmiyordu çocuğu hissettiğim kadarıyla. ersin amca da zaten hayata hep pozitif bakan birisi, çocuk en adi şerefsiz de olsa, kızım seviyor diye düşünüp evlenmelerine karşı çıkmazdı bence. hülya teyzelerin bir de oğulları vardı işte, asker. tayini antep e çıkmış. evliymiş bu ama karısıyla araları biraz bozulmuş galiba. apar topar ankara ya gitti hülya teyzeler. sedef bursa da kaldı ama. bu sedef le nişanlısı yavaş yavaş ev döşemeye falan başlamış galiba. hülya teyze gitmeden, bana sedef e ara sıra bakarak ol. dedi. kızını ilk defa yalnız bırakıyordu garibim anlaşılan. tamam hülya teyze. dedim, senin için rahat olsun. neyse bunlar gittiler. daha anında damladı pezevenk nişanlısı sedef in. ( pezevenk dememin sebebi sedef e karşı bişeyler hissettiğimden değil bu arada) . adamın arabasını biliyordum, ordan anlıyordum geldiğini zaten. şimdi gidip, sedef e bişeye ihtiyacın var mı? desem olmaz, kızın nişanlısı var sonuçta. e hülya teyze ye de bi söz verdim. napıyım, ne edeyim. adamla sedef 3-4 gün hiç ayrılmadılar. bi gün baktım araba yok kapının önünde, dedim gidip bi soruyum şu kıza. çaldım kapıyı, nasılsın falan dedim işte. bi ihtiyacın olursa, alınacak götürülecek bişey çekinme. dedim. ne de olsa onların bana yaptıklarının yanında benim, alacağım iki ekmeğin bilmem neyin lafı olmazdı. bu yok teşekkür ederim. dedi. tam kapıyı kapatacakken bi dakika dedim. efendim dedi. ben; hülya teyze size göz kulak olmamı söyledi haberiniz olsun da.. dedim. ben öyle deyince, nişanlımın buraya geldiğini söyleme lütfen. falan dedi. sonuçta kızın nişanlısı yani. ben daha lise piçiyken eda nın evine gitmiştim. peki, dedim söylemem. yaklaşık bir hafta sonra geldi hülya teyzeler. baya moralleri bozuk. noldu teyzecim falan? dedim. oğlum boşanacak. dedi. çok üzgündü ama elden bişey gelmezdi ki. hiç bişey diyemedim kadına.

    ilk senem bitmişti okulda. her ne kadar ankara gözümde tütse de, bursa da da özleyeceğim insanlar vardı. yalnız yaşamak ayrı bir güzeldi zaten. neyse topladık bi kaç eşya, hülya teyzelerden helallik aldım. bunlar benim numaramı aldılar, sedef in düğününe gelmezsen kırılırız. dediler. söz verdim haliyle. yolda giderken dedim, eda yla giderim düğüne, ne güzel olur. yüzümü tebessüm aldı. yaz okuluna kalmamıştım ve tüm yaz eda yla olacaktım. bunu düşünmesi bile çok güzeldi. düşündüğüm gibi de oldu ve tüm yaz birlikteydik. babası tatile göndermemişti bizi ama bizimkiler tatile gittiğinde, sık sık bize geliyordu babası işteyken. bu benim için en güzel tatildi zaten. yemişim ankara nın sıcağını.

    aradan yaklaşık 2 ay geçmişti ki aklıma hülya teyzeler geldi. aramamışlardı hiç beni. düğüne çağırmadılar diye üzülmüştüm. aradım ersin amcayı. sesi kötü geliyordu. ilk başta algılayamadım kötü bir şeyler olduğunu. düğüne niye çağırmadınız ersin amca ya, kırıldım. dedim. ersin amca, düğün olmadı dedi. şaşırdım. çok seviyordu sedef ve dışarıdan bakıldığında adam da sedefi... ne oldu falan diyemedim adamcağıza ve hülya teyzelere bol selam diyerek kapattım telefonu. üzülmüştüm haliyle. neden vazgeçmişlerdi acaba?

    tatil bitti yine bursa ya vardım. daha sonra öğrendim ki, bu orospu çocuğu, sedef i aldatmış. Sedef de bunu öğrenir öğrenmez olay kopmuş zaten. kız kendini eve kapatmış hiç çıkmıyor dışarı. annesi bitap düşmüş. babası ne yapacağını bilemez halde. fakat sanki başka şeyler de vardı kötü giden. söylemiyorlardı ama anlaşılıyordu bu.

    benim günlerim güzel geçiyordu artık. sık sık gitmiyordum ankara ya ama ayda bir kesin gidiyordum. eda da 2 ayda bir geliyordu babasıyla. babasının güvenini de kazanmıştım artık ve beni sevmeye başlamıştı. zorla harçlık bile veriyordu sağolsun adam. okuldaki hiçbir kıza yan gözle bakmamıştım. hani çok yakışıklı sayılmasam da taliplerim çıkıyordu ama hep eda vardı aklımda ve bi kaçamak yaparsam eğer, sanki aynısı benimde başıma gelecek ve eda da beni aldatacak diye düşünüyordum hep. bir çok arkadaşım bana, bursalı oldun sende iyice yaa diyorlardı ( bursalı arkadaşlardan özür dilerim ). sık sık görükle ye gidiyordum artık. bir çok arkadaşım oradaydı çünkü. hülya teyzeler de çok sık yoklamıyorlardı artık beni. kendi dertleri başlarından aşkın. hiç bişey düşünemiyorlardı ki başka. ben hal hatır soruyordum, teselli etmeye çalışıyordum bazen onları ama sonuçta ben kimdim ve ne yapabilirdim ki?.. aradan bi 3-5 ay geçmişti. hülya teyze kapımı çaldı, müsait misin dedi bana. ev dağınıktı, 2 gün önce arkadaşlarım gelmişti ve haliyle evin amına koymuşlardı ve bende daha temizlememiştim evi ama utana sıkıla buyur ettim hülya teyze yi. kadının zaten evi görecek hali yok ki amk. başladı anlatmaya. yavrum, bizim antep e gitmemiz lazım. oğlu antepe yerleşmişti. karısı ile boşanmışlar orda ve adam bunalıma girmiş. onun yanına gitmeleri gerekiyormuş yani. kızlarını antep e gitmeye ikna edememişler. kız evden çıkmıyor hala amk. bu olaylar olduktan sonra yüzünü gördüğüm sayılıdır ama kız çökmüş resmen. hayata küsmüş işte. bizim antep e gitmemiz lazım ama sedef kalacak. kuzeni gelecek yanına ama yine de senin de haberin olsun. biliyorsun kızımın durumunu.. falan dedi. tamam teyzecim. dedim, ne demek. ben her gün yoklarım sedef i. yapılması gereken bişey olursa da yaparım. dedim. teşekkür etti bana, koskoca kadın yanımda hüngür hüngür ağladı, inanın. bunlar gitmeden beni sedef in kuzeniyle de tanıştırdılar. benim yaşlarımda bi kız o da. adını hatırlamıyorum şimdi. kuzenine tembihlemişler zaten, bi ihtiyacınız olursa bişey olursa ilk karşı komşuna söyle. diye. aradan iki gün geçti. cuma günleri üniversite öğrencilerinin gittiği bi gece kulübü vardır, bursa da okuyanlar bilir. oraya gidecez. daha önce söz vermiştim gelirim diye ama aklım sedef te. söz vermiştim annesine sonuçta. Gidiyim mi gitmiyim mi derken, arkadaşlarımdan biri, oğlum 2 gündür bişey oldu mu, hayır. Bugun de bişey olmaz, içini rahat tut ya. dedi. haklıydı galiba. neyse dedim, sikerim bişey olmaz. çıktık yola gittik eğlenmeye. ben fazla içen birisi değilimdir ama ortama da ayak uyduruyoruz tabi. içtik falan, ben baya sarhoş olmuşum bünye alışık değil tabi amk. iki arkadaşta gece sonunda benle birlikte gelmişler eve, haberim dahi yok. gözümü açtım yataktayım. lan nasıl geldim ben buraya. ne ara geldim?..

    bizimkiler de kalktı. evi bok götürüyor, dışarıdan poğaça moğaça alıyım bari amk. dedim. evden çıkarken aklıma sedef geldi. belki onların da bi ihtiyaçları vardır bi soruyum ya dedim. çaldım zili. açan yok. çaldım açan yok. dedim heralde doktora gittiler. sedef psikolojik tedavi görüyordu. gittim aldım poğoça falan. eve gelince arkadaşım telefonumun çaldığını söyledi. baktım arayan ersin amca. 3 cevapsız amk. hassiktir lan ne oldu ki?!!

    aradım ersin amcayı, çabuk sedef e bak! diyordu, çabuk!.. . ne oldu ersin amca? diyorum. çabuk bak sen! diyor. apar topar kalktım, basıyorum zillerine. bi 10 dakka sonra ses geldi. açıldı kapı. sedef karşımda. ne oldu? dedi bana. ersin amcalar merak etmiş seni, bi arayıp konuş istersen. dedim. tamam. dedi. bişeyler olmuştu anlaşılan ama direk evine dalamazdım ya ne oluyor diye.. biraz bekledim, ersin amca yı aramak için. Sedef le konuşuyorsa diye... sonra aradım ersin amcayı. noldu ersin amca cım? dedim. adam başladı anlatmaya. dün gece kuzenini evden kovmuş sedef. kız benim zile basmış basmış açan yok kapıyı. çekmiş gitmiş sonra. gece aramamış da ersin amcaları, telaşlanırlar diye. Onların da sabah haberi olmuş. telaşlanmışlar tabi. kız biraz önce konuşurken iyi konuşmuş adamla da, biraz rahatlamış adamcağız da işte. hülya teyze nin haberi yokmuş, söylersem telaşlanır diye düşündü heralde. adam bana, şey dedi. bugun bi doktoruna götürebilir misin sedef i? kendisi ben giderim dedi ama güvenemiyorum. dedi. tamam ersin amca cım. dedim. haberleşiriz sonra diyerek kapattım telefonu.
    arkadaşları evden siktir ettikten sonra, giyindim adam gibi. çaldım zili yine. bu sefer fazla bekletmeden açtı kapıyı. efendim xxx dedi. müsaitsen biraz oturabilir miyim? dedim. göt yusuf yusuf tabi. kız bana da patlayacak diye tırsıyorum. ama iyi karşlıladı beni. kusura bakma ama sana göz kulak olacağıma söz verdim annene babana dedim. o yüzden buradayım. dedim. hıı falan dedi bu. dün gece kuzeninle tartışmışsın galiba, ben evde değildim yeni haberim oldu. dedim. evet, ama bu bizim aramızda. dedi. haklısın ama annen baban orda telaşlanıyorlar, gelemiyorlar da, onlar için kendine iyi bakman, eski güler yüzlü sedef olman gerekmez mi? dedim. yaklaşık 2 saat oturup konuştuk. ilk başlarda sanki ben nasihat veriyormuşum gibi oldu ama daha sonra dertleşmeye döndü iş. benim anladığım kadarıyla kız kendini yalnız hissediyordu. her ne kadar anne babası ona çok iyi davransalar da, sosyal yaşamı çöküntü içine girmiş gibiydi. bu kız eski nişanlısı için bir çok arkadaşı ile tartışmış. bir çok arkadaşı o adamın sedef e göre olmadığını söylemiş sedef e, sedef de adama çok güvendiğinden hepsini defterden silmiş. adam da bunu aldatınca, yapayalnız, dımdızlak kalmış. dedim bugün doktora gitmen gerekiyormuş galiba. hı hı dedi. gideceğim zaten de, bi kalkmadın ki dedi gülerek. ilk defa espri yapmıştı 2 saatten beri, belki de o adamdan ayrıldığından beri. Ben de dedim, bugun bi işim yok, birlikte gidelim mi doktora? anladı tabi ailesinin tembihlediğini. hiç gerek yok. dedi ama ısrar ettim. bunu ailen için değil içimden geldiği için yapıyorum. dedim. siz bana burada yapayalnızken destek oldunuz, benim sıkıntımı paylaştınız, güler yüz gösterdiniz. ben ne yapsam sizlerin hakkını ödeyemem. dedim. ki haklıydım da... iyi peki gel. dedi. gittik doktora, bu işte ilaç falan alıyormuş, onun kontrolleri ile alakalıydı galiba. ben doktora diyemedim kızın yanında ama, içerde beklerken doktorun yardımcısına ( ne sikim deniyorsa işte onlara ) dedim, dün böyle böyle şeyler yaşamış, doktor beyin de haberi olsun. falan. Tamam dedi adam da. çıktık doktordan eve doğru gidiyoruz. aklıma kızın günlerce evden çıkmadığı, sadece doktora gitmek için çıktığı geldi. hadi, dedim dışarıda yemek yiyelim. bildiğin güzel bi yer var mı? diye sordum. lisedeki arkadaşları ile sürekli gittikleri bi restoran varmış ama biraz uzak ya boş ver dedi. olsun dedim. hem benim ankara dan misafirlerim gelince götürebileceğim değişik bi yer olur, hep aynı yere götürmekten utanıyorum. falan diye bi espri yaptım. o da peki, gidelim. dedi.
    nedendir bilmem, normalde taksi falan çok kullanmam. tamam çok zengin olmadığım için de olabilir de, o gün taksiye bindik. 30 küsür lira taksi girmişti hiç unutmam. bundan 3 sene önce, kol gibi girdiydi. daha yemek yiyecektik ve yemeği de ben ısmarlayacaktım amk eşek değilim ya. inşallah çok pahalı bi yer değildir diye yusuf yusuf girdik restorana. güzel bi yerdi, fiyatlar da uygundu. verdik siparişleri geldi işte. yemeğin tam ortasında telefon çaldı. arayan eda ydı...
    0 ...