yeni girmiş bulunduğumuz ramazan ayı'nda bolca karşılaşabileceğimiz hadise.
bilirsiniz, ramazan ayı denilince akla ilk gelen şeylerden biri de ramazan davulcusudur. o adamların işleri zor. gecenin bir saatinde güm güm davula vurmak pek de eğlenceli olmasa gerek.
e tabii, hal böyle olunca ramazan davulcusu yaptığı işin karşılığını görmek istiyor. davulunu çaldığı sokaktaki ışıkların birçoğunu yanık görmek, işe yaradığını, insanlar tarafından önemsendiğini görmek istiyor.
ama bazı mahallelerde durum böyle değil. on tane ev varsa üç tanesinin sahur vaktinde ışığı yanıyor. kimseye bir şey dediğim yok, ister tut ister tutma banane lan?! benim bahsettiğim şey ramazan davulcusunun o andaki psikolojisi.
davulcu insanların uyanmadığını görünce daha da sert vuruyor davuluna. bir vuruyorsa üç vuruyor. ışık sayısı artarsa davulcu da seviniyor. artmazsa daha da hırs yapıyor ve davulunun sesini çekilmez hale getiriyor.
diğer bir davulcu türü de "banane lan"cı olan. "ister uyansın, ister uyanmasın ben davulumu çalar giderim." felsefesiyle hareket eden bu davulcu, insanlar uyanmazlarsa hiç sallamıyor vuruyor davuluna gidiyor.
işte böyle sevgili sözlük yazarları. hayata bir de ramazan davulcusunun penceresinden bakın istedim. hatta uludağ sözlük olarak bir gece toplanıp davul çalalım.