olaya "kesmek" olarak bakarsak, açıklamaya bile mide tutmayacak bir hadisedir.türkiye deki restaurantların hepsinde, normal olduğu, gördüğü talepten ve halk tarafından benimsenmesinden de anlaşılan iskender, karışık ızgaralar, köfteler , musakkalar, kokoreçler mevcut. tüketim amaçlı olarak, sadece kurban döneminde değil yılın her döneminde koyun ya da büyükbaş hayvanlardan yararlanılır.
şimdi,
- kedi kesen kitle, kediyi yemek için kesmiyor.
- kurban için etinden faydalanılan hayvanlar, kesilmek amacıyla değil, şimdinin parası 400-500 lira para harcanarak, et gibi besleyici ve pahalı ürünleri senede bir kaç kez gören insanlarla da paylaşmak, onları da mutlu ederek bir nebze mutlu olmak için bir araçtır, amaç hayra girmektir o inanç esasında.
- koyunu sadece müslümanlar tüketmiyor.
- aşırı dindar, ya da aşırı politik tv kanalları saçmalayabiliyor bazen ama her kurban bayramında belli başlı tv kanallarının başka işleri yokmuş ve kendileri galapagos kültüründen geliyormuş gibi helikopterle, kurban kesilen yerleri yayınlayarak "istanbul kan gölü" gibi mübalağalı haberlere gitmeleri de ayrı bir konu. özellikle gidip helikopterle arayıp bulup oraya kamerayı zoom'layıp "vahşet" senaryoları çizmeleri hiç iyi niyetli gibi görünmüyor. çünkü genelde görünen o ki hep doğal, kır, bayır alanlarda yapılan kurban kesimlerini gösteriyorlar fakat elbette yolun ortasında hödük gibi kurban kesip ortalığı pisletenleri ayrı tutmak lazım meseleden.
- o çok vejateryen sıradışı, ah canım nasıl kıyıyorsunuz, nasıl zarar veriyorsunuz diyen kimilerinin neler tükettiğini hiç birimiz bilmiyoruz. sizden bizden etçilleri olan ve sırf entellik olsun diye öyle takılanları var.
- alf diye bir dizi vardı. kedilere besin kaynağı yaklaşımının anormalitesini bu diziden hatırlayabiliriz. alf kedi yiyordu.
