geçen sene polise denk geldiğim yolculuk türü. her dakika başı sorgu yağmuruna tutulduğum için şöyle diyaloglar gelişti;
- kaçıncı sınıf?
+ 10. sınıf abi.
- 10. sınıf nedir lan? (sitemsel havası yok ama sorgulayıcı)
+ lise iki oluyo.
- nasıl iyi gidiyo mu dersler öğretmenler ile aran nası uyum sorunu falan sıkıntıları halledebiliyo musunuz ? (yaşam koçu mübarek oldu olacak okula gel bari de panel yönet)
- gerektiği kadar yürütmeye çalışıyoz, nabza göre şerbet eheh.
+ benim çocukta bu sene gugıllara cugıllara çok daldığından sportoto notlar serdi önümüze kerneci, alışık değiliz yapmazdı böyle sinirlendim haliyle flütle giriştim ben buna. (kapıyı açıp atlamak geldi içimden, o an ki endişeyle iniverdim)
- tamam abi şu halıcının yanı iyidir markete giricem zaten.
+ tamam hadi selametle.
- eyvallah sağol.
işte böyle, kimi zaman şans yaver gider kimi zaman ise kafanız ütülenebilir. bazen şaşıyorum sırf maceraperest duygularını coşturmak için bu aktiviteye iştirak edenlere. riskin bedelini ödemek onların gözünde sıfır zannımca.