şeriat şayet allah'ın hükümlerine uymak suretiyle yönetilmekse; evlerimizde mevcut olan kur'an-ı kerim'leri süs olarak kullanmaktan vazgeçip, anlayarak yaşayarak kendi bedenlerimizi, ruhlarımızı allah'ın hükümlerini ile yönetebiliriz -devlet idaresi olarak demiyorum bakın çünkü dinde zorlama yoktur ve unutulmamalıdır ki allah dileseydi yeryüzündeki tüm milletler şeriatla yönetilirdi-. böylece islam adına kendi egolarını tatmin etmeye çalışan ve inançları tamamen egoları doğrultusunda biçimlenen ne idiği belirsiz bir takım insanların ülkemiz üzerindeki kötü emellerine alet olmaktan yahut alet edilmekten kurtuluruz. zira şeriat: dinin insan eylemlerine ilişkin hükümlerinin bütünüdür. bu sebeple hiç bir müslüman şeriattan nefret etmez. fakat şeriat adına yukarıda da belirttiğim gibi bir takım kibirli hocaefendilerin, şeyhlerin vs. kendilerini allah'ın ki allah kibirli insanı lanetlemiştir "hepiniz eşitsiniz" kelamına rağmen, kendilerini diğer insanlardan üstün görerek egemen olmaya çalışmasından her müslüman nefret eder. işte fark budur.
yol arayana, ışık arayana, dost arayana şüphesiz ki kur'an yeter. yaptığı her işte allah'ın rızasını gözeterek hareket eden her müslüman zaten kendini şeriatla yönetmektedir.
bırakın devletimiz ilelebet laik kalsın. eğer laik rejim yıkılsa ki allah korusun; yeni rejim kendinden olmayan, kendi gibi düşünmeyen, yaşamayan vatandaşlarına zulmetmiş olur.
unutulmamalıdır ki; allah zulmedenleri ve zulme sessiz kalanları sevmez.