ülkemizdeki insanların "okuduğunu anlamayan, mantıktan yoksun, bilimsel düşünceyi anlayamamış" olduğunu gösteren önermedir. öncelikle öne sürülen bir teze karşı görüş bildirilmeden, öne sürülen görüş iyice okunur ve anlatılmak istendiği anlaşılır. ondan sonra "öne sürülen görüş kapsamında kalacak şekilde" karşı görüşler aktarılır, yanlış olan noktalar varsa neden yanlış olduğu ve doğrusunun ne olması gerektiği belirtilir.
gerçi öss sınavlarında bırakın matematik, fizik, kimya gibi analitik düşünce gerektiren dersleri, türkçe'deki "okuduğunu anlama" sorularını bile yapamayan zihniyetteki insanlardan da fazlası beklenmez
oruçtaki inanılmaz mantık hatası'nda öne sürülen şey kutuplarda yaşayan insanların oruçlarını nasıl veya nereye göre tutması gerektiği değildir. o yüzden "en yakın coğrafyanın saatine göre ayarlanır" ya da "mekke'ye göre ayarlanır" yanıtları bu öneriyi karşılamaz. eğer mekke'ye ya da başka bir yere göre ayarlanabiliyorsa, bu işin illa hicri takvim ve güneş doğuş-batış saatleri gibi kesin ve değişmez kurallara bağlı olmadığıdır. zaten öneride dem vurulan nokta da budur. kur'an'da kesin hükümleri olmayan konularda nasıl ki yorum yapılabiliyorsa, bu işte de islam alimleri çözümü bulmuştur. yani mantık çerçevesinde yaklaşırsak olaya, oruç ayını yılın belli bir ayına sabitlemek gibi öneriler de düşünülebilir olmalıdır.
öneride anlatılmak istenen bir diğer şey, oruç için islam alimlerinin öne sürdüğü kurallar bütününün, tüm insanlığı kapsadığı öne sürülen bir din için mantıksız kaldığıyla ilgilidir. yani kutuplarda müslüman yaşamıyor olması, oradaki insanların yok olduğu anlamına gelmez.
bir de edep çerçevesinde ve aklı başında insanlar gibi öne sürülen görüşlere karşı çıkmak varken (mantık çerçevesinde), dinsiz, ateist, bilmem ne gibi etiketleme yöntemlerine maruz kalmaktır ki işin orasıyla ilgili hiçbir şey söyleyemiyorum.
