hayatında bir kere olsun bir futbol maçını statta izlememiş insan düşüncesidir. kalabalığın coşkusunu bir görse, statta girmek için kapıda sıra beklerken yeni arkadaşlar edinmenin zevkine bir varsa,gol atılınca bütün dertlerini tasalarını unuttuğu o anı bi yaşasa,tükürük köfte ve ayranla karnını doyurmanın tadını bi çıkarsa fikirleri emin olun bu insanın değişecektir.ama bu insan futbolun bu yüzünü görmediği için futboldan nefret eder,3 dakikalık özete kırk saat yorum yapılmasıdır onun için futbol.
futbolun zevki ligtv'de maç izlemek değildir ve yine futbolun zevki her sabah ntvsporda mehmet demirkol'un yorumlarını takip etmektede değildir.onun zevki statta başlar,orada başlar ama orada bitmez, stat yakınına gelince maçın başlamasına daha bir saat varken o tezahuratları duymaktır onun zevki.stat kapısından içeri girince ağır ağır merdivenleri çıkarken yavaş yavaş önce karşı tribünler belirir gözünüzde sonra yemyeşil çim saha bunları görünce büyülenirsiniz.içenizde acaba bugün ne pankartlar hazırladılar diye bi heyecan olur,bazen beğenmesenizde yapılanı takdir edersiniz etkiler çünkü sizi.
evet bazen işin boku çıkar doğrudur,birbirini öldürenler,bıçaklayanlar ama zaten nerde var ki o kusursuz kadı kızı?
bi insan ne zaman yaşarsaki bu yazdıklarımı işte o zaman anlar futbolun asla futbol olmadığını,o zaman anlar aslında futbol taraftarlığının aslında saçmalık değil bi aşk olduğunu.