bu işçi hakkı savunanlar savunacak işçi bulamazlar. her önüne geleni işçi olarak görmek isterler. halbuki ben mesela sıradan bir şirkette sıradan bir çalışanım ve işçi değilim. benim hakkımı kim savunacak? hakkım savunulması için ille tersane de mi çalışmama lazım veya yağ kir içinde mi çalışmama lazım. kısacası işçi değilim ben, memur hiç değilim. bana biri gelse sen işçisinde dese kafasını kırarım. memursun dese "tembel" diyor bana diye hakaret kabul ederim. o zaman neyim ben? benim bütün arkadaşlarım da benim gibi. özel sektör çalışanı. bu yıllarca solculuk ve sendikacılık konusunda kafa yoranlar "işçi sınıfı" hayali görenler, şu an görünen gerçeğe ne kadar da uzaklar. çünkü artık toplumda ne "işçi sınıfı" var ne de bişey. toplum artık özel sektörlerde çalışan inlarla dolu. pizza dağıtan çocuğun, sokakta kağıt toplayan kişiyi, call center'da çalışarak insanlardan hergün hakaretler dinleyen kızın, kapı kapı dolaşan pazarlamacının çalıştığını çalışma kabul etmeyen, çektiklerini dert olarak görmeyen "ille de işçi hakkı" diye tutturanlar toplumun gerçeklerine ne kadar da uzaklar.