avukatlık yapmaya niyetlenmiş hukuk fakültesi mezunlarının istemdışı bir şekilde bir sene taşıdıkları sıfat. bunların stajyerlikleri diğer stajyerlerden farklı olarak ofisin dışında geçer. bunlar ofisteki avukat(lar)ın hayatlarını kolaylaştırıcak işleri yaparlar. giderler adliyedne adliyeye koşturup yerinden kımıldamaya hiç niyeti olmayan adliye memurlarına rica minnet ederek dosyalara ulaşmaya çalışırlar. çoğu zaman raflarda kendi dosyalarını kendileri bulmaya mahkum edilirler hatta. sonra bu dosyanın fotokopi, onay vs. ne kadar ayakişi varsa gördürülür. dosyaya bir belge ekleneceğinde, x veznesine para yatacağında hatta y memuruna işgördürmek adına açıktan para teklif edileceğinde aracılar hep stajyer avukattır. işin kötüsü stajyer avukat ne bu uğraştığı işlerden ötürü bir para alır ne de tam olarak neyle uğraştığını bilir. devamlı surette kendisine verilen talimatlar doğrultusunda dışardaki angaryaları tamamlamaya çalışır. ofiste ise boş boş oturur telefonlara bakmaktan arda kalan zamanında. stajyer avukatların yaptıkları en kayda değer işlem ise bir şekilde icra memurunu icra dairesinden çıkarıp haciz mahalline götürmektir. stajyer olduğunuzdan haciz sırasında icra memuru da sizi iplemez. kendi kafasına göre hareket etmeye kalkar üstüne bir de her götürdüğünüz yer için açıktan para ister. bu stajyer avukatlar avukat sıfatını kazanıp da duruşmada hakim karşısına çıktıklarındaysa dut yemiş bülbüle döner, ama bu kriz hali de birkaç rezil olma tecrübesi sonucunda aşılacaktır.