iktisat hep küçüklüğümden beri hayalimdi. hatırlarım da 4-5 yaşındayken paraları sayarak eğlenirdim. eski tedavülden kalkmış paraların koleksiyonu yapardım. ekonomi programları beni heycanlandırırken, borsadaki şirketlerin hisselerinin değerlerinin o televizyonda alt yazı olarak geçmesini merakla izler, anlam getirmeye çalışırdım. herkesin süper kahramanı örümcek adam, süperman, batman iken benimki keynes'ti, adam smith'ti. onlar idoldü benim için. okulca istanbul'un tarihi yerleri gezilirken ben kaçıp imkb'yi görmeyi hayal ederdim. işsizliğe, enflasyona hep çözümü kendimin bulabilceğimi iddia eder, cari açığı kapatabilceğimi düşünürdüm . kişi başına düşen milli geliri türk lirası cinsinden hesaplar, bulduğum değeri kimden talep etceğimi arar dururdum. algida cornetto fiyatları arttığında onu algida max ile ikame eder marjinal faydamı hep yüksek tutmayı hedeflerdim. ekonomi durgunluğa girdiğinde "alıp vermenin ekonomiye can getireceğini" yıllar yıllar öncesinden bildiğimden durmadan bakkalın yollarını aşındırırdım her durgunluğu hissettiğim zaman. her oyuncağım için amortismanlarını ayırır bunları babama "gider" olarak gösterirdim. hep cetaris paribus yasasına göre hareket eder, diğer koşulları sabit tutardım. sokağımızdaki tek olan oyuncakçı dükkanının monopolcü bir firma olduğunu bilir, umarım buna bir rakip oyuncakçı sokağımıza gelir de fiyatlar düşer diye düşünürdüm. elimde hep nakdi para tutar, kaydi paradan nefret ederdim.
harika bir "iktisatçı olacağım" hayalleriyle yıllarımı geçirdim. ve iktisatçıyım. okulu bitirip ekonomiye yenilik getirecek düşüncelerimi herkesle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. ******