çiftlerin birbirlerini anlamaktan yoksun kaldıkları bir dünyada bunun nedenlerini araştırmak adına yapılabilecek kıyastır.
bir erkeğin hayatındaki kadın, onun için çok şeydir. zaman zaman bir gülümsemesi, en ufak bir tebessümü dahi derdi, tasayı alıp götürüverir öylece. bir erkek için kadın, omuzda yokluğu hissedilen o baştır bir yerde. ve kadın, ne denli güçlü bir yapıya sahip olursa olsun erkek için bu durumda en ufak bir değişiklik olmamaktadır(kaldı ki kadının "güçlü olmak" adına verdiği tüm çabalar da anın birinde yerle bir olur o erkek kişisi karşısında.). elbette ki sadece bundan ibaret değildir kadının, erkeğin gözündeki, hayatındaki yeri ve etkisi. bir erkeğin kadını, her şart altında onun yanında olması gereken, ona olan güveni ile(ki bu güvene çok layık değiliz erkekler olarak kabul) erkeğe kendisini güvenilir hissettiren(ya da o role bürünmesini sağlayan) bir etkiye de sahiptir misal. erkeğin sosyal çevresi vardır misal ve bunu kadın ile çok fazla paylaşmak istemez(erkek erkeğe toplanıp içmeler falan). buradaki temel mesele, kadının gözündeki kahramana gölge düşürmemek değildir ama kimileri için bu da sebep olarak ele alınabilir bu noktada. buradaki asıl mesele bir yazarın deyimi ile "kadının, erkeğin çoraplarını istediği yere atmasına engel olması" durumundadır. velhasılı lafı çok uzatmaya gerek yok. bir kadın, bir erkeğin çok şeyidir ama hiçbir zaman herşeyi olmaz, olamaz.
bir kadının hayatındaki erkek, onun için neredeyse herşeydir. bu konuya girmeden önce sevgili edinen erkek ve sevgili edinen kadın yaşantısı arasındaki farkı iyi gözlemek gerek(bir erkek sevgililik halini yaşamaya başladıktan sonra da arasında duygusal birşey olmayan arkadaşlarına aynı şekilde vakit ayırmaya, onlarla görüşmeye devam eder. ve fakat sevgililik mertebesine ulaşan kadın, bir yerde kendisini(kadın-erkek ayrımı olmaksızın) arkadaşlarından geri çeker.
kadın, işin bu noktasında kendini, o güne kadar yaşadığı ve yaşattığı sosyal hayattan alıkoyar. erkek de bunu ister genelde ama erkek istemese dahi o, bunu yapmaya programlanmış durumdadır. halk arasında "kadının ilgiye aç olması" şeklinde tabir edilen durum da bundan kaynaklanmaktadır. bir kadın, ister ki hayatındaki en önemli kişiyle bütün bir hayatımı paylaşayım. gezeceksem onunla gezeyim, güleceksem onunla güleyim, ağlayacaksam onunla ağlayayım ve hatta dedikodu yapacaksam dahi onunla yapayıma kadar gider mesele. ve gene dikkat edilmesi gereken bir başka husus bu tür gönül ilişkilerinde kadın arkadaşlarıyla görüştüyse(kız kıza bir buluşma) ve erkek kişisi de yakınlarda bir yerdeyse mutlak surette o ortamdaki arkadaşlarla tanıştırılmak istenir. bu noktada da "bakın nasıl bir sevgilim var" mesajı çıkartılır hatalı olarak oysa oradaki asıl mesaj "bakın hayatımı ele geçiren adam bu" şeklindedir. ve kabul etmeliyim ki biz erkeklere göre çok daha dürüstçe ve sağlıklı bir düşünce yapısı işliyor burada. velhasılı bir kadının erkeği olmak, neredeyse onun herşeyi olmaktır. beklentileri, umutları, koruyucu kalkanı... ve bu durumun sosyal, toplumsal etkenlerle de bir alakası yoktur. yaşanan durum, ev kadını için de çalışan bir kadın için de aynı şekilde zuhur etmektedir.
aslında daha detaylara girmek de mümkün bu noktada ama şimdilik bu kadarla bırakmak "sıkmamak" adına kâfi duruyor...