film aile yaşantısının mutsuzluğundan , hayaline vurulan zincirlerden özgürlükle kurtulacağına inanan bunun için cesaret gerektiren bir adım atan ve her adımında kendini tanıyarak mutluluğa erişmeyi amaçlayan bir gencin hikayesini anlatıyor. geçmişte yaşadığı sıkıntılı çocukluk , aile içi psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmış gencin hayatı bu yaşanmışlıklar üzerinden sorgularken (bazen peşini bırakmadığı için mecburiyetten bazen farkında olarak) adımlarını sindirmesi gecikiyor gibi geldi bana çok güzel insanlar tanıdı güzel şeyler yaşadı belki ama tam kendini bulmuşken hayatı bu gecikme yüzünden kaybetmesi gerçekten burukluk yarattı içimde.. belki bu karakteri çok benimseyip sevdiğim için böyle düşünüyorumdur.. yine de mutluydu çünkü olması gerekeni köle olmadan kendince yaşayabilmişti sonuçta.. hele ki hayata veda ederken yüzüne yerlerştirdiği o gülücük.. erdem sahibi kendini tanıyan insan gülüşüydü o.. saf mutluluktu..
edit ; sonu söylenmiş bunun izlemem ben demeyin sonu öyle evet ama filmde o kadar çok anektod var ki.. o yüzden şiddetle tavsiye olunur.. ayrıca filmin en sevdiğim soundtrack parçası budur ; http://www.youtube.com/watch?v=kyMrvCfG6R8