ingiliz halkı

entry5 galeri
    3.
  1. ömrü hayatını ırkçılara küfrederek geçiren bünyemi 10 ay aralarında yaşamam sonucunda ırkçı yapmış küfürlerden küfür beğenesi halktır ne yazık ki...

    şahsen oldukça uzun bir süre ingilizleri genellememek için direndim. yok dedim, hepsi böyle olamaz, bana öyleleri denk geldi vs vs.. ama yok, hepsi böyle kardeşim bunların. peki 'böyle' demek ne demek? efendim, 'böyle' demek iki yüzlülükten çatlıyor demek. diplomatik bir şekilde kibar kibar götünüze kazık çakmada üstlerine yok demek. samimiyetsiz, bireycilikten çatlayan, kendi alanlarına zarar gelmesin diye milletin alanının içine eden demek..

    başımdan geçen bir olayı anlatarak bu güzide halkın genel özelliklerini sevgili okurların kafasında netleştirmek isterim.

    efendim sevgili erkek arkadaşım ingiltere vizesine başvurmak için bulunduğum şehirdeki kıçı kırık bir guest housetan 10 günlük rezervasyon yaptırdı ve vize ofisine bu belgeyi verdi. tabii dillere destan ingiliz vize politikası yüzünden alamadı vizeyi. devamında da yaptırdığı rezervasyonu iptal etmeyi unutarak şahane bir işe imza attı. otele giriş yapması gereken ilk gün ortalarda gözükmeyince otelden aramışlar. arkadaşım durumu anlatmış, vize alamadığını, gelemeyeceğini, iptal ettirmeyi unuttuğu için üzgün olduğu vs söylemiş. cevap hazır tabii, "üzgünüz iptal politikamız gereğince kalış tarihinden en geç 1 hafta önce rezervasyonunuzu iptal etmediğiniz takdirde bütün ücreti kesiyoruz sizden." höööö-- diyen seslerinizi duyar gibiyim. ben de öyle dedim ve neymiş bu işin aslı diye toparlandım gittim mekana. sakin bir kadın, otelin sahibesi, anlattım durumu. efendim biz öğrenciyiz de siz de haklısınız da ama paramız yok bari sadece bugünü kesin, bıdı bıdı. ama nerde, "this is like black and white, we cannot discuss this" diyor başka da bişey demiyor. derken 2 adam göründü meydanda, biri birkaç saniye içinde gitti (otel müşterisiymiş) diğeri kaldı, otelin sahibi, kadının kocasıymış. bu mükemmel ingiliz insanı sakin sakin başladı konuşmaya; "madem öğrencisiniz, akıllısınızdır da, neden 10 günlük rezervasyon yapıyorsunuz, tek günlük yapsaydınız*, bunu unutmak sizin sorununuz, ben buraya ayda 6000 morgage ödüyorum, asıl sizin bize yaptığınız kabalık, bizi zor durumda bırakan sizsin, bi de saygısızca gelip paranızı geri istiyorsunuz, hayır hayır sözümü kesmeyin, dinleyin beni, asıl kaba olan sizsiniz, limit yetersizliği yüzünden paranın tamamını kesememişler karttan kalanı siz ödeyin şimdi, o kalan miktar ödenmezse dava açarız size görürsünüz, şimdi derhal terkedin burayı, sizi evimde istemiyorum, lütfen çıkın gidin." evet aynen böyle bir güzel saydı kendisine sıfatlardan sıfat beğenemediğim kişi. 10 günlük kalınmayacak odanın parasını da çatır çatır alacak tabii. yalnız işin hayati kısmı bu değil. zira bu tutum sizi 'ingiliz' yapmaz, anca para düşkünü manyak bir 'dünyalı' yapar. işte bir ingilizle bir dünyalı bu olayın devamında ayrılır. dünyalı size küfretmeye devam eder ve kalan parasını almaya çalışır. ancak bir 'ingiliz' olayı üstün diplomasi yeteneğiyle çözmeye çalışır. beni otelinden kovmasından yaklaşık 2 saat sonra bu güzide insan erkek arkadaşıma şöyle mail atmış "hi bilmem kim, durumunuzu öğrendik çok üzüldük başınıza gelen aksiliklere. öğleden sonra da kızarkadaşınız olduğunu söyleyen biri geldi, çok büyük tatsızlık çıkardı, resepsiyonda bağırdı ve misafirlerimizi rahatsız etti. misafirlerimizin rahatı bizim için herşeyden önemli olduğundan tek tek onlarla ilgilenmek zorunda kaldık. otel ücretinin tamamını politikamız gereği sizden tahsil etmek durumundayız. kalan miktarı çekebileceğimiz başka bir kart numarasıni bize gönderirseniz çok sevineceğiz, iyi günler".

    evet efendim, şaka gibi!! sanki onca lafı giydirip kovmadın adamın sevgilisini de şimdi ah vah diyip kıçını yalıyorsun. bi de misafirlerini bağırarak rahatsız etmişim çok üzülmüşler. ulan öküz, tek müşteri vardı o da iki saniye göründü, hem de en sakin zamanımda göründü. asıl o gider gitmez lafları sayıp otelden beni kovan sen değil misin? gerçekten anlamak mümkün değil bu kendilerini mağdur göstermedeki üstün yeteneklerini. hani elimde bir başka 300 pound destesiyle gidip kıçını yalasam anca düzelticek benimle arayı, o derece kırılmış yani.. ne yazık ki bu tutum benim gördüğüm bütün ingilizlerde var. böyle çıkıp dandun lafları sayıp arkasında durma, alenen biriyle kötü olma asla yapmayacakları bir şey. illa ki kıvıracaklar, arkasından konuşacaklar, yüzüne gülecekler, ve sizden ne koparabiliyorsa koparacaklar. sen biraz yakın olmaya çalışıp bir şey talep ettiğinde de "vaayyy sen nasıl benim alanıma girersin, nasıl benim ihtiyaç ve önceliklerimi dikkate almazsın" diye tepinirler sanki senin alanının götüne koyan onlar değilmiş gibi.

    özetle, aman efendim, uğraşmayın bunlarla. uğraşmak zorunda kalırsanız da bu özelliklerini dikkate alıp uğraşın. kazık kıçınıza girdiğinde de kırmızı balık dediydi dersiniz...
    6 ...