Kamışa su yürüyüp fik kalkınca
Sevinmiştim dam fikeceğim diye
Yıllar geçti aradan, nerede damlar?
Paso otuzbir çekiyorum, niye?..
Dam fikmekken arzuladığım tek iş
Tek arzum tumak iken memeyi
Yıllardır tuttuğum meğer fikimmiş
Onu de hep sıvazlıyorum, niye?..
Amanın!.. Benim mi bu önümdeki fik?
Benim mi bu kıllı kıllı daşşaklar?
Bakın! Bakın! Fikim nasıl da dimdik!
Lakin benden başka gören yok, niye?..
Sevgiliyi kuytu yerde domaltıp
Çıplak köte gergin fiki sürtmeden
Sulu dama barrağımı daldırıp
Fikmeden bitecek şu ömür, niye?..
Niye kaldım daşşaklarım ortada?
Niye bana domalmadınız kızlar?
Dam ordaysa aha fik işte burda
Niye girmez bu fik o dama, niye?..
Memo anla artık, sana fikfik yok
Tuttuğun şu fik senin tek dostundur
Dost görünen damdan sana hayır yok
O'sbir duruken damcık tutkusu niye?..
baldamcık sultan
aşık memo yine fikinin
doğrusunda ilerliyordu
Barrak bakar daim semaya doğru
Damcıklar sulanmış fikim dosdoğru
Bilmem sokmamak mı, sokmak mı doğru
Sokmam sokmuş sayıp çekerim o'sbir
aniden, davullu muhafız başı:
Destuuur!..
-güm be de güm be de güm-
Destuuur!.. Yüce hünkarımız Yalahaddin Emyûbî'nin
kızı Baldamcık Sultan şehri dolaşmaya çıktıııı!.. Destuuuuurr!..
Eğiliin!.. Eğiliin!.. Destuuuurr!..
baldamcık sultan:
Üfff... Ne sıkıcı bi şehir burası yaa... Ortada bi tane bile barrak yok...
aşık memo:
Bin bir dilber geçer her gün önümden
Hiç biri domalmaz kendiliğinden
Ben demem ki "Domal, fikem kötünden"
Domalmış farzedip çekerim o'sbir
eğilmiş kalabalıktan bir adam:
Vallahi güzel söyledin yabancı. Amma hemen eğilmezsen canından olacaksın. Zira
Baldamcık Sultan'ın kötünü görmenin cezası ölümdür...
baldamcık sultan:
Aaa!.. Bakın bakın!.. Orada biri fikini kaldırmış bana bakıyor!..
baldamcık sultan:
Fike bak... ihi ihi ihi...
......
Sadrazam amcaa!.. Bil bakalım bugün şehirde neler olduu!..
sadrazam:
Seni yaramaz seni... Ne haylazlıklar yaptın bakalım?..
baldamcık sultan:
Baak... Sokakta fiki kalkık bir adam buldum... Domaliyim mi onaaa?.. Noolur domaliyiiim...
sadrazam:
Nee!.. Kattiyyen olmaz!.. Tiz vurun bu adamın kellesini!..
aşık memo:
Fikim kah sağ yana kah sola yatık
Amma ekseriyet havaya kalkık
Domalsa da fikmem kimseyi arkık
Fikmiş gibi yapıp çekerim o'sbir
sadrazam:
Belli ki ululardan bir ulusun yabancı... Ve öyle sanıyorum ki bizi Büyük bir müşkülatımızdan
kurtarabilecek tek er kişi sensin...
Bir süre önce hünkarımız Yalahaddin Emyûbî, Anüstanya şehrini kuşatmak için sefere çıktı. O giderken kızı
Baldamcık Sultan henüz küçücük bir çocuktu. Fakat kuşatma tam beş yıl sürdü. Bu arada Baldamcık Sultan'ın
memeleri çıktı, kötü kabak damı tabak gibi oldu. "Barrak isterim, barrak isterim!" deyu tutturdu... Hünkarımız
Anüstanya'yı alınca oraya saray yaptırıp yerleşti... Kızı Baldamcık'ı da tez zamanda yanına ister...
Fakat minicik bıraktığı kızını kabağı yardırmış olarak bulursa o da bizim kabakları yarmaz mı?..
Meselenin özü şu ki yabancı, Baldamcık Sultan'ı iki günlük yolculukta bafilemeyecek er kişi bulmak
kabil değildir...
...Sen... Belki bu işi becerirsin ha?.. Söyle yabancı...
aşık memo:
Damcık kovalarken yolumu şaştım
Köt peşinde nice dağ kaya aştım
Memo der ki artık kendimden geçtim
Yollar bitmez ben hep çekerim o'sbir...
sadrazam:
Yani... Yani kabul ediyor musun?..
aşık memo:
Evet
sadrazam:
O halde haydi!.. Hazırlıklar başlasın!.. Yolculuk vaktidir!..
saklandığı yerden, defterdar:
Kahretsin!.. Onu ben Götürüp ben fikecektim!.. Kahretsin!.. Sırf Baldamcık'ı düdükleyebilmek için sarayda güven
kazanıp Defterdar oldu. Amma madem öyle, o halde ben de gider eski dostlarım Kırk Yarâmiler'e başvururum!..
..........
muhafız:
Duuurrr!... Kimdir ooo?!...
defterdar:
Defterdar Puştî!..
muhafız:
Parola?
defterdar:
Kırk barrak seksen daşşak
muhafız:
Geç!..
defterdar:
işte böyle reis. Kızı darbüzük boğazında kıstırıp kaçırdık mıydı çok yüklü fidye alabiliriz...
reis yarâmi:
Hi ho ho hoooo!!.. Amma yaptın ulan defterdar!.. Hi ho hooo!.. Ulan, hiç güleceem yoktu!.. Ne saftorik adamsın
ulan, ne fidyesi!.. Kızı kaçırdık mıydı domaltır domaltır fikeriz olum!..
defterdar:
Ama...
reis yarâmi:
Üzülme lan keraneci, sen de fikersin!..
........
baldamcık sultan:
Yaaa, hadi Memo yaa... Hadi yaa... Amaaan üüfff... Hadi soksana şu fikini bana yaa...
Damım da öyle sulandı ki...
aşık memo:
Sulu dama barrak girse hoş olur
Fakat yaş fik memo'ya nâhoş olur
O'sbircinin fiki daim taş olur
Sen domal ben fiki sıvazlıyayım
baldamcık sultan:
Üf amaan sıkıldım... Bari yer değişelim...
...Bak fikinin üstüne de oturdum, bi hamle etsen girivericek damcığıma... Hadii, bak o da sepsert olmuş...
aşık memo:
Memo der yanaşma fike boşuna
Domalsan da sokmam fikimi sana
Domalacak isen domal karşımda
Seyreyleyeyip fikim sıvazlıyayım
baldamcık sultan:
Memoo, bu suyun başı çok güzelmiş, burda konaklıyalım mıı?..
reis yarâmi:
iyi, ver bakim şu dürbünü!...
Ahhaa!...
-yuvarlanan kayalar- ...lambır lumbur lambır lumbur gübmür...
baldamcık sultan:
Ay ay ay, noluyo Memoo!.. Noluyoo!..
aşık memo:
Şşşt.. Telaşa mahal yok...
reis yarâmi:
Nı ha ha haaa!.. Çıkış yolunuz kapandı!.. Artık kırk Yarâmilerin elindesiniz!..
aşık memo:
Durun hele, bir çift sözüm var size...
Dilber domalıp da göğsün eğince
Memeleri ağır ağır sallanır
Ardı sıra geçüb pompalar ise
Memelerin sallanışu hızlanır
Yürü dilber eteklerin sürünsün
Aç eteği beyaz kötün görünsün
O vakit fik nasıl kalkar görürsün
Beyaz köte kara barrak yakışır
Dam dediğin bir küçücük kutucuk
Fike yorgan, sıcacık, yumuşacık
Hangi barrak hangi dama girecek
Dar damcığa kalın barrak sokulur
Körpe dam önünde fik inik durmaz
Kalkan fiki sıvazlamazsan olmaz
Memo der ki insan o'sbirden ölmez
Güzel kız adama fik sıvazlatır
reis yarâmi:
...Ihhh... Kılıncı kaldıracak dermanım kalmamış... Meğer ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo...
........
baldamcık sultan:
Babişkoooooo!!!..
yalahaddin emyûbî:
Kızım!.. Baldamcığım!.. Ne kadar da büyümüşsün!.. Bu halin ne yapış yapış?..
baldamcık sultan:
Ay sonra anlatırım, önce sana Memo'yu tanıştırıyım.. Memo?.. Memo nerdesin?..
aşık memo:
Bir kez şu barrağı dama bükmedim
Prensesler domaldılar fikmedim
Otuzbirden başka birşey çekmedim
Eh be memo, vur taşlara başını
Başka iş yok, okşa fikin başını...
domalkız
tarlada çalışan çocuk:
Baba... ben çok susadım...
baba:
Güneş de zaten tam tepeye çıkmış. Hadi Karakaçan'ı da alalım,
Domalkız'a gidip testileri dolduralım...
çocuk:
Baba, Domalkız ne demek?..
baba:
Domalkız işte... Yani domalan kız...
çocuk:
iyi de bizim dereye niye domalkız demişler?..
baba:
Ben sana hiç anlatmadım mı bunu?..
çocuk:
Yoo...
baba:
O zaman hadi, hem gidelim hem anlatayım...
............
--Domalkız'ın hikayesi çok eskidir. Bana dedem anlatmıştı, ona da dedesi anlatmış... Çoook eskiden
bu ormanda Domalkız derler bir orman perisi yaşarmış... işte bu periciğin bütün işi gücü ormanda şarkı
söyleyip çiçek toplayarak kendi halinde mutlu bir yaşam sürmekmiş...
domalkız:
Damııım tatlıııı, kötüüüm tatlıııı
Memelerim kaanaaatlıııı...
Ah bir fike doomaalsaaam
Şen şakrak tabiiaaatlııııı...
--Yine böyle şen şakrak çiçek toplarken arkasından bir ses duymuş.
aşık memo:
O köte bülbül öte!..
Köt dedigin iki beyaz küredir
Bir de ortalarındaki lüledir
Yeri dersen damın tam dibindedir
Kabak köte patlıcan fik kalkmaz mı?..
domalkız:
Sen de kimsin?
aşık memo:
Domal dilber domal görünsün damcık
Aşık Memo damcık seyretsin azcık
Parmakla o narin damı birazcık
Narin dama kaba barrak kalkmaz mı?..
domalkız:
Memo ha?..
--Domalkız damına kötüne methiyeler düzen bu adama aşık oluvermiş... Ama Domalkız'ın bilmediği bir şey
varmış...
domalkız:
Eğer hoşuna gittiyse beni damımdan fikebilirsin Memo... Hadi, sok damıma fikini...
aşık memo:
Memo gezdi tüm alemi dolaştı
Nice dama milim kadar yanaştı
Fiki yandı daşşakları tutuştu
Birin dahi domaltıp fikmiş değil...
--Domalkız'ın bilmediği şey, Aşık Memo'nun dam fikmez köt domaltmaz bir
otuzbirci olduğuymuş...
domalkız:
Ha anladıım... Sen kötümden fikmek istiyosuun... E o da olur...
aşık memo:
Her damın yanında bir de köt vardır
Hem de çeperleri damcıktan dardır
Damını kötünü tez elden yardır
Lakin başkasına, Memo'ya değil...
aşık memo:
Fik dilin üstünde usulca kaysa
Dudaklar barrağı çepçevre sarsa
Yinede o'sbirde var her ne varsa
Damında kötünde dilinde değil...
domalkız:
Nolursun fik beni Memo!.. Nolur!.. Sok fikini bana!..
--Domalkız fikmesi için Memo'ya yalvarmış durmuş.
--Peki Memo fikmemiş mi baba?..
--Ee, Memo bu, tabi ki fikmemiş...
Bîçâre Domalkız'ın tanrılara dua etmekten başka çıkarı kalmamış...
domalkız:
Ey Götümpos Dağı'nda oturan mor barraklı tanrılar, koca kötlü tanrıçalar!.. Ey kabak
kötlü Köthena, lale büzüklü Anyüs, damı kıllı Damdodith!.. Yardım edin şu zavallı
periye, sokun Memo'nun fikini damıma ve kötüme!..
...memo beni fiksinnn... ...fiksinnn... ...fikkk...fikkk...fikkkk...
--Sesi Götümpos Dağı'nda yankılanmış... Damcık tanrıçası Darodith, kase
tanrıçası Köthena ve büzzük tanrıçası Anyüs, Domalkız'ın haline acımışlar.
damrodith:
Bakın hele... Domalan bir kadın ve sokmayan bir erkek... Ne büyük trajedi!.. Bu işe bir dur
demeli, damcık barrağı yemeli!..
köthena:
Peki var mı bir planın?
damrodith:
Elbette var. Öyle bir aşk iksiri biliyorum ki nice duyarsız yontulmamışı kulum kölem ediverdi...
-Böhüüü böhüeaaa!.. Aşıkım sana aşıkım!..
Sok de sokayım fik de fikeyim!.. Böhü böhüü!...
işte bu iksir damımın suyudur.. Bir damlası dahi sırılsıklam aşık eder Memo'yu...
--Damrodith sihirli dam sularını Memo'nun üstüne serpmiş...
--Peki nolmuş baba?. Sokmuş mu Memo?..
--Beklemişler, beklemişlern, beklemişler... Hiç bişey olmamış...
aşık memo:
Vuslat aşkı öldürürmüş diyorlar
Sonra hem dam hem de köt fikiyorlar
Fikmem, sürsün aşkım sonsuza kadar
Gözüm yaşlı
Fikim daim havada
Aşığıım ben
Büzzüğe de Dama da
köthena:
Anlaşılan o ki zaten aşık olan Aşık Memo'ya aşk iksiri yaramadı. Daha fike daşşağa
yönelik bir iksir gerekiyor... O iksir de olsa olsa daşşaklı at Fikasus'un ossuruğu olabilir...
O ossuruk ki her kim koklar ise barrağı at barrağı gibi olur, bir dama sokmadan da inmez...
Ama şu var ki Fikasus yalnızca mala vururken ossurur...
--Köthena bir kısrak kılığına girip Fikasus'un otladığı diyara varmış...
köthena:
Böylece bir de at barrağı yemiş olacağım, ne güzel...
--Köthena kaçmış Fikasus kovalamış, Köthena kaçmış Fikasus kovalamış.
-Duguduk duguduk duguduk - yakalıyamaz kii - dur kız cilveli, gaçma-
Ta ki Memo'nun yanına gelene kadar...
-evet, tam şimdi! - Lak! - ZORT! -
Fikasus Memo'nun suratına osuruvermiş...
--Memo napmış?.. Sokmuş mu?..
--Tabi ki hayır, yine hiç bişey olmamış...
aşık memo:
Fikim olsa bile beygir barrağı
Sıvazlarım hep yukarı aşşağı
Sallarım o'sbir çekerken daşşağı
O'sbircinin
Fiki zaten havada
Sokmaz Memo
Büzzüğe de dama da
anyüs:
Bana sorarsanız Memo'yu iknaya çalışmak boşa çabalamak... Domalkız'a tek gereken
tutup damına sokacağı bir fik...
--Anyüs bir anda Memo'yu bir barrağa dönüştürmüş...
domalkız:
Memo!.. Benimsin artık Memo!.. Benim!..
--Duruma çok sevinen Domalkız Memo'yu tam damına sokacakken Memo yine dile gelmiş...
aşık memo:
Dur hele, bir çift sözüm var sana.
Eğer tek arzu ettiğin barraksa
Kıllı boruyu damına sokmaksa
Sok bir tokmak, olmasın fazla kısa
Kılsız olsada olur
Hiç farketmez
Dam tokmakla barrağı
Ayırdetmez
damrodith, köthena, anyüs:
Meğer ki ululardan bir uluymuşsun Memo...
--Tanrıçalar Memo'ya hak vermişler ve onu eski haline çevirmişler...
Aşık Memo fikinin doğrusunda ilerleyip uzaklaşmış...
aşık memo:
Bin bir damcık gördüm ben şu dünyada
Dam aynı dam cinde de insanda da
Dam fikmedim çölde de ormanda da
Dama köte
Kaldırsada fikini
Memo yine
Çeker otuzbirini
domalkız:
Ühüü ühüüü... Me-.. memoo... Ühüü ühüüüü....
--Domalkız ise domaldığı yerde kalakalmış. Gözünün yaşları ile damının suları
birbirine karışarak günlerce ağlamış... Fakat onun bu durumu başkalarının dikkatini
çekmeye başlamış...
satirler:
-Lan oğlum, ne diyorum!.. Günlerdir böyle domalmış duruyo!..
-E abi, niye fikmiyoruz o zaman?..
--Kabağı yardıracağını anlayan Domalkız tanrılara tekrar yalvarmış...
domalkız:
Ey tanrılar ve tanrıçalar!.. Madem beni Memo fikmedi, o halde hiç kimse fikmesin!..
--Tanrıçalar Domalkız'ın hiç olmazsa bu dileğini yerine getirelim demişler. Bir anda
Domalkız'ın damı bir pınara, damının suları ve gözyaşları da bir dereye dönüşmüş...
...işte bizim derenin ve Domalkız Pınarı'nın hikayesi bu...
oğul:
Peki baba, Memo domalkız'ın haline hiç üzülmemiş mi?..
baba:
Bilinmez ki oğul... Bazısına göre Memo bir daha hiç buralarda gözükmemiş... Bazısı da
der ki Memo her ayın otuzbirinde Domalkız pınarına gelip kana kana su içermiş... Hatta
rahmetli annanem gördüğünü bile söylerdi...
oğul:
Baba...
baba:
Söyle.
oğul:
Büyüyünce ben de otuzbirci olucam...
baba:
Olursun tabi oğlum... Azmeden herkes otuzbirci olabilir...
kötpembe
aşık memo yine fikinin
doğrusunda ilerlemektedir:
-tipi, kar fırtınası - vuuvvvvv... vvvuuuvvvvv...-
Bir sıcacık damcıktan mahrum haldeyim
Fikim sıcak lakin titremekteyim
Memeler yaslansa göğsüm ısıtsa
Acep yine illa o‘sbir der miyim?..
Bir ev...
-tak tak tak-
kapıdaki kız:
Kim o?..
aşık memo:
Tanrı misafiri...
içerideki yaşlı adam:
Gel yabancı gel!.. Buyur otur bakalım ocağın başına... Kız Kötpembe, misafire koy bi
kase tarhana da yumulsun sıcacık kaseye... Belki sonra da senin kaseye yumulur. He he...
kötpembe:
Babaaa!..
baba:
He he he... işte oğul, Biz gördüğün gibiyiz. Bir mecalsiz moruk ve bir fike hasret kızcağız...
kötpembe:
Babaaa!..
baba:
Sen anlat bakalım nesin, kimsin, kimlerdinsin? Bu kış kıyamette yollara düştüğüne göre var
herhalde bir derdin...
aşık memo:
Dam peşinde dünyayı gezdim durdum
Lakin ne dam fiktim, ne köte koydum
Memo der ki koşturmaktan yoruldum
Yorulmadığım şey o'sbir çekmektir...
"Dam, dam!" diye feryad ettim her yerde
Meğer fikfik yokmuş Memo'nun serde
Fikim yükseldi hergün perde perde
indirmenin yolu o'sbir çekmektir...
baba:
Belli ki ululardan bir ulusun Aşık Memo... Tabi Kötpembeyi bi domaltıversen iyi olurdu ammaa...
kötpembe aşık memo'yu
yatırıp üzerini örterken:
Be-be-... ben... Barrak istiyorum barrraaaakkk!!!.. Barrrraaaaaaakkk!!!.. Fik beni Memo!.. Hadiii!.. Sok hadi!..
Hadi sok Memo! Sok! Soook!.. Sok şu fiki!.. Sok hadi sok!.. Sok fiki!..
aşık memo uyuklıyarak:
Mmm... Memo der ki... Memo... Mmmhhh... Hrrrnnn... Rrrzzzz....
kötpembe:
...fik beni memo... fik beni... fiiikk... fiiikkk... fiiikkk...
kötpembe'nin rüyası:
Kötpembe:
Evet... Evet görüyorum. Tam aşağıda bir fik var... Bu hizadan atlarsam lak diye üstüne otururum...
Hoppa!..
Geliyoruuuuuum!...
Aaaaaaaaaa -paft!-
Ama... Ama fike değil daşşaklara geldik...
aşık memo:
Daşşağımın kılları
Yay gibi burma burma
Her gördüğün barrağı
Damına girer sanma
kötpembe:
Sen... Sen... Nur yüzlü Aşık Memo!..
aşık memo:
Memo der ki sen barrağa inanma
Fiksin diye kimselere domalma
Fik dediğin bir uçarı göçmen kuş
Sok parmağı gül kokulu damcığa
uyanan kötpembe:
Ha?..
Hay allah, nasıl da uyumuşum, şafak sökmüş...
Memo rüyamda seni... Memo?.. Memo nerdesin?..
ufka doğru uzaklaşan aşık memo:
Kışın damlar kuytularda saklanır
Sokmayanlar ben gibi hayıflanır
Memo naçar, o'sbir olmuş uğraşı
Yaz kış demez barrağını şaklatır...
kutsal kase
aşık memo yine fikinin
doğrusunda ilerliyordu:
Fikim tekne ben tayfa, aştım nehirler
Fikim rehber ben yolcu, gezdim şehirler
Gördüm kavun memeler, davul kaseler
Tokmak fiki davula bir vuramadım...
...
Bir ilde dilberler dolanıyorsa
Yollarda memeler sallanıyorsa
insan hemen fike davranıyorsa
işte şehir diye ben buna derim...
Ne zaman ki yolda bir kase görsem
Derim ki içimden "Şunu ellesem"
"Evvela domaltsam, sonra köklesem"
Kaskatı kesilir taşlaşır fikim...
Meme görmez isem o gün mutsuzum
Dam domaltmak dersen, zaten bahtsızım
Fikfik içün gayri pek umutsuzum
Kaldı yine bugün elimde fikim...
şehir meydanındaki kadınlar:
Anlaşılan uzun zamandır fikin havada dolaşıyorsun yabancı. Şehrimizin kadınları birbirinden
güzeldir. Fik fikebildiğini!.. Onu fik, bunu fik... istersen gel beni fik!..
aşık memo:
Memo der damlara gözlerim baksın
Barrağım her daim havaya kalksın
O'sbirciydi namım, o'sbirci kalsın
Siz domalın bense o'sbir çekeyim...
kadın:
Belli ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo... Madem ki dam köt fikmiyorsun, o halde şehrimizin sırrını
sana anlatabiliriz...
Şu kapanmış kadınlar kim dersin Memo?.. Tapınağın rahibeleri mi?..
aşık memo:
Belki...
kadın:
Hayır hayır... Onlar kendilerini göstermek istemeyen çirkin kadınlar. Tapınaktaki Kutsal Kase'yi ziyarete
geliyorlar...
Bak işte Kutsal Kase bu... Seyret şimdi olanları...
kutsal kase'den su içen
çirkin bir kadın:
Gluk... gluk... gluk... gluk...
-aniden güzelleşerek-Plinnnngg!-
kadın:
işte Memo, Kutsal Kase'nin içinde biriken kutsal damcık suyu şifalıdır. Memelere dirilik, kaselere dirilik verir.
Saçları ipek yüzleri bebek gibi, damları tabak kötleri tabak gibi yapar. En buruşmuş damcıkları dümbelek
gibi gerer, en folloşlamış büzzükleri dasdaracık eder...
işte bizim için bu denli değerli olan kasemizi, en seçme muhafızlarımız koruyor...
Onlar ki kimseye boyun eğmeyen, kaseyi korumak için kötlerini ortaya koyan yenilmez savaşçılardır...
...Ama... Ama neler oluyor!.. Bunlar da nesi!..
kadın:
Ühüü ühüü!.. Artık... Artık ben bir hiçim!.. Bu... Bu şehir bir hiç!.. Artık yollarda sallanan memeler olmayacak
Memo! Çünkü... Çünkü kutsal suyun etkisi... Sadece... Sadece bir gün sürer!.. Bak!.. Ben de çirkinleştim! Kutsal
su vaktim gelmişti, ama şimdi önce ben sonra bütün şehir... Bir bir çirkinleşeceğiz... Bir bir acuzeye döneceğiz
Memo!.. Karakun
Cadısı'ndan kaseyi geri almamız ise imkansız... Çünkü hiç birimiz büyüden anlamayız Memo!.. Biz sadece
fikfikten anlarız... Sadece domalmayı, yalamayı biliriz... Oysa artık kimse bizi domaltmayacak!..
Ühüü ühüüü!..
aşık memo:
Kasesiz zamanlar ben hep iç çektim
Kaseler peşinde nice yol teptim
Yine varsa kase dağlar ardında
Koşarım, uçarım, yine giderim...
kadın:
Çok tehlikeli Memo, boşuna niyet etme kaseyi geri almaya... Kutsal Kase'yi fikmek isteyen çoktur. Eğer ki kase
fikilirse tılsım bozulur. Atmıklı dam suyundan kime şifa gelir ki... Hem bırak Kutsal Kase'yi, senin kaseye
bile çizerler... Ama madem gidiyorsun, yolun açık olsun Memo...
........
ağaçların arkasında
pusuya yatmış haydutlar:
-Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!.. Hadi!.. Hadi!.. Hadi!..
-Ulan saldırıp allahın meczupunu mu domaltıcaz!.. Dur hele şu kaseyi ele geçirsin!.. Ondan sonra ben...
Dünyada her çeşit kaseyi domaltmış olan ben, en nihayetinde Kutsal Kase'yi de domaltmış olacağım!..
-Patvon be, ben gövdüm, bu kasedeki sudan içen kavılavın memelevi kocaman oluyo... Biz içsek bizim de
fikimiz büyüv mü?..
-Ben ne bileyim olum!.. Hadi hadi, izleyelim, kaçırmıyalım herifi!..
.........
tepedeki kulübesinde
karakun cadısı:
Nıha ha ha ha haa!.. Az sonra dünyanın en güzel kadını olacağım!.. Büyü gücümle fikiş gücüm birleşince
bütün erkekler kölem olacak!.. Dünyanın bütün barrakları benim olacak!.. Benimmm!..
-kaseden su içip güzelleşerek- lıp lıp lıp lıp... plinnnng!.. plinnng! plinnng!..-
Ha ha haa!.. Bu dama bu köte fik sokmayacak yiğit var mı şu dünyada?!.. Artık gelsin barraklar, gitsin daşşaklar!..
aşık memo:
Dam görünce her bir barrak dikilir
Barrak dikildi mi damcık fikilir
Fik damcıktan dam barraktan sıkılır
Sıkıntısız bir iş var ki: otuzbir...
karakun cadısı:
Ahha!.. işte ilk barrak ayağıma geldi... Hey sen, çabuk gel beni fik!..
aşık memo:
Memo'da bir fik var hiç yere inmez
istese de fiki bir yere girmez
Şuncacık aklı var fikfik'e ermez
Anladığı tek şey var ki: otuzbir...
karakun cadısı:
Bana bak sefil yadatık!.. Beni büyü yapmaya zorlama!.. Sok diyorsam sok o fikini!.. Yoksa o fiki solucana çeviririm!..
pencereden giren bir kuş:
Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..
karakun cadısı:
O da nesi!.. Kahretsin! Bir Taşakuşu!..
kutsal kase'yi kapıp
pencereden uçan taşakuşu:
Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..
süpürgesini kötüne
sokan karakun cadısı:
Tabi yaa!.. Taşakuşlarının yavrulama mevsimindeyiz!.. Kutsal Kase'yi yavrularına domalttırmadan
ona yetişmeliyim!..
-aşık memo, bastonunu çevirip kötünde süpürgeyle uçan karakun cadısının damına sokarak- ...hooop, cluk!..-
..........
kayaların üzerindeki yuvada
yavru taşakuşları:
Gvöt!.. Gvööt!.. Gvövöööt!..
kutsal kase'yi
taşıyan taşakuşu:
Ogovvk?.. Ogovvk?..
-aşağıdan gelen bir taşla vurulan taşakuşu düşerken- Tonk!.. ogoooooooooo..........-
dev:
Allaallaaa... Bu ne böyle yaa... Bunca yıldır taşakuşlarına pusu kurup yavrularına getirdikleri kaseleri çalarım,
hiç böyle bir kaseyle karşılaşmış değilim vallahi... Eh napalım, bugünkü rızkımız da buymuş...
ağaçların arkasına
saklanan karakun cadısı:
Vay canına! Kase bu defa da Salkımtaşak Devi'nin eline geçti!.. Salkımtaşak'ın tek bir amacı vardır,
o da köt fikmek... Hangi köt olduğu farketmez... Ona Kutsal Kase yerine fiktirebileceğim nefis bir kötüm var!..
haydutlar:
-Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!..
-Dur be olum!.. Kaseyi ele geçirsinler hele!..
karakun cadısı:
Ay bi bakar mısınııız... Ay çok pardooon, buralarda bi kase kaybettim dee... Hiç dikkatinizi çekti mi acibaaa?..
Ay hep buralarda bööyle arıyorum ama bulamıyoruuum...
salkımtaşak devi:
Belkim bu olabiler mi aceba?..
kutsal kaseyi alan
karakun cadısı:
Kasem!.. Kasem!..
-Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!-
-ahand ohanda ahanda ohanda ahanda ohanda-
fikişen devle cadının yanından kaseyi alan
aşık memo ormanda ilerlerken, haydutlar:
-Dur yolcu!.. Sende bizim bi emanetimiz varmış. He he he...
-Evet, patvon kaseye bavvağı kanıvtacak!..
-işte!.. işte dünyada domaltılabilecek en güzel, en nadide, en kutsal kase!.. Onu ben fikeceğim!.. Ben!..
-Patvon be... Fikmeden evvel vercen mi bi yudum?..
-Ne?.. Ne yudumu!..
-Hani patvon, su memelevi büyütüyodu ya... Hani fiki de büyütüyoduv diyoduk...
-Fiki mi büyütüyo?.. -fikinin iki kat büyüdüğünü düşünüp kutsal sudan içince damı, kötü ve memeleri çıkarak-Lıp lıp lıp lıp... Plönk!.. Plönk!..-
-Pa-pa-patvon?.. O kadav güzelsin ki...
...
-Dur!.. Dur lan!.. Gelme üstüme!.. Gelme!..
-Ohh patvonum benim!.. Tam tipimsin... Ohhh...
-Elleme lan!.. Ayıp olum, bi gören olur!..
-Ohh..Patvoonnn, ooohhh...
-Şşşşt, devam et!...
-Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!-
.........
şehirde bir kadın:
Heeey!.. Memo geliyor!.. Kutsal Kase'yi getiriyor!.. Aşık Memo kaseyi getiriyor!.. Duyduk duymadık demeyin!..
kadın:
Ohh... Sayende tekrar taş gibi vücuduma kavuştum Memo... Memo?.. Nerdesin?..
ufka doğru ilerleyen
aşık memo:
Kase sözü düşmez oldu dilimden
Bin bir kase geçti her gün önümden
Barrağımı bırakmadan elimden
Ömür boyu attırdım ben her yana...
.........
ertesi gün ormanda
salkımtaşak devi:
Ulan karı dün gözüme nasıl da güzel gözükmüştü, bi de şu haline bak mına koyyim yaa...
Nası kurtulcam ki bundan...
aşık memo yine fikinin
doğrusunda ilerliyordu:
Dam peşinde kalmadı dolaşmadığım belde
Hastasıyım damcığın fikim daima elde
Lakin bir kerre dahi dam domaltmış değilim
Hep otuzbir otuzbir, nerde ah fikfik nerde...
Ooof of of... Yürü yürü daşşaklarıma kara sular indi... Biraz oturup dinleneyim...
Eh Memo, sen daha çok yorulursun
Dün yaşa bugün taşa oturursun
Sen de fiksen ya tuttun mu kör gibi
Bilmem ki otuzbirde ne bulursun...
Otuzzsshhh... Hhhrrrrnnn... Hrnzzzzz...
aşık memo'nun
rüyasındaki iç ses:
Memoooooo... Meeemoooooo... Meeemooooo...
Memoooo!.. Gel Memooo!.. Seni bekliyorum!.. Geeeell!..
Hadi gel Memooo... Dosdoğru yoluna devam et... Karşına çıkacağım... Domalt beni Memooo... Domaaalt...
Fik beniii... Fiiikk... Hadi Memooo... Geel... Bak domaldım seni bekliyoruuum... Fik beniii... Fiiik...
Gel fik beni Memooo... Fik beniii...
uyanan aşık memo:
Ha?!..
Hayırır inşallah, pek garip bir rüyaydı...
iç ses:
...gel memooo... fik beniii...
aşık memo:
Hatunun sesi de kulağımdan gitmiyor...
şeftali ağacına çıkmış kız:
Ay çok pardon, bi saniye bakar mısınıız... Ay ben buriya şeftali toplamaya çıkmıştım ama şimdi inemiyoruuum...
Ay acebaa bana yardım eder misiniiiz...
aşık memo:
Edebilirim.
aşık memo'ya sarılıp
sürtünerek inen kız:
Ay bak indiriyorum ayaamı... Tutuyo musuuun... Ay ay ay... Ay sıkı tut aaay!.. Ay ay ay düşüyorum aaay!..
Bak tutuyosun di mi, bırakıyorum kendimi bak... Bak sıkı tut... Bırakıyorum bak...
Ay ohhh... Çok şükür indim şu ağaçtan... Ay sana o kadar müteşekkirim ki... Şeftali yer misin?..
aşık memo:
Yerim.
kız:
Ay hep ezilmiş bunlar... Hah!.. işte sağlam bi tane!.. Al, tüylü, körpe ve sulu... Alsana... Yoksa tüyünden
huylanır mısın?..
aşık memo:
Sen miydin rüyamda beni çağıran?
"Fik Memo, fik beni" diye bağıran?
Senin mi kafamda yankılanan ses?
"Domalt sok fikini" diyen o nefes?
kız:
Akikkikkikki!.. Akikkikkikki!.. Seni çapkın seni!.. Şeftaliyi görünce aklına hemen damcık geldi di mi!.. Ay vallahi
kimsenin rüyasına felan girmedim ben ama fikeceğini bilsem girerdim... E hadi, fik çok istiyosan...
iç ses:
...memooo... gel memooo... fik beniii... fik beniiii...
aşık memo:
Fikmem seni değilsen
Dilber rüyama giren
Sokmam senin değilse
O ses "Memo sok" diyen...
kız:
Ay fikmiycek misin ayol?.. Aaa... Adama bak gidiyo... Ayol boşuna mı domaldık!..
iç ses:
...fik beni memooo... Fik beniii... gel sok banaaa...
-ormanın içinden gelen sesler- Hırş... hışır hışır... hışırt... gııırç...-
ormanda kaçıp
kulübeye saklanan kız:
Gelme!.. Gelme üstüme!.. Gelmeee!..
aşık memo:
Düşümde göründü domalmış dilber
Yoksa sen misin o dilber cevap ver
Kulağımda sesi "Memo fik beni"
Sensen o seni hemencik fikmeli
kız:
Be- be- ben... Her türlü barraktan kaçıp buralara saklanmışken ne diye kalkıp senin rüyana gireyim!..
Ama... Ama bir gün köşeye sıkışacağımı biliyordum... Demek fikilme günü bugünmüş... Napalım,
mukadderat... Haydi o halde... Hazırım fikilmeye...
iç ses:
...bana gel memooo... fik beniiii... fiiikkk...
kız:
Hadi... Hadi fikmiyo musun?.. Hep bu günü beklemiştim!.. Fiksene hadi!.. Fik!..
aşık memo:
Fikmem seni değilsen
Dilber rüyama giren
Sokmam senin değilse
O ses "Memo sok" diyen...
iç ses:
...gel memooo... gel fik benii... domalt benii...
pencereden bakan kız:
Sen!.. Sen!.. Evet sen!.. Tanıdım seni!.. Evet evet, fikinden tanıdım!.. Çabuk gel buraya!..
Hadi çabuk yukarı gel!.. Sessiz ol, sessiz!.. Abimler duymasın!..
Fikinden tanıdım seni!.. Sen yolunu gözlediğim beyaz fikli prensimsin benim!.. Hadi fik beni!.. Ama sessiz ol,
abimler duymasın. Onlara kalsa nikahsız barrak yok bana. Ama damcık bu, torba değil ki büzesin...
aşık memo:
Uyurken düşüme girdi bir kadın
Fikilsin istermiş meğerse damın
Yoksa barrak isteyen o sen misin?
Kulağıma bir "Fik beni" der misin?..
kız:
Ben kimsenin rüyasına girmedim ama sen yıllardır benim rüyalarıma giriyosun prensim benim!.. Hadi sok!..
aşık memo:
Fikmem seni değilsen
Dilber rüyama giren
Sokmam senin değilse
O ses "Memo sok" diyen...
kız:
Ne!.. Ne ne ne!.. Yani sen şimdi fikmiyecek misin beni!..
Süknettin aabeeey!..
Zorlagir aabeeey!..
Kanırtcan aabeyyy!..
Yetişiiin!.. Fikiyolaaar!.. Bacınızı fikiyolaaar!.. Namus elden gidiyooo!.. Damcık elden gidiyo yetişiiiin!..
Çabuk olun salaklar çabuk!.. Kaçıyo herif!.. Şu tarafa gitti, çabuk!..
abiler:
Fikti mi? Fikti mi?..
kız:
Ne fikecek be! Kolay mı öyle taş büzüklü Kötnur'u domaltmak?!.. Şu taraf, çabuk!..
abiler:
Yakalıyalım ipneyi!..
...Şu tarafa!...
...Yok aabey burda...
Ülen kaçırmıyalım herifi!.. Acele edin!..
...Hadi lan hadi!.. Bu tarafa!.. Hadi!..
mağaradan gelen ses:
...memooo... gel memooo... geeeeel...
...işte sonunda geldin Memo... Hoş geldin... Burası benim çilehanem... Yıllardır burda fikfikten uzak
yaşıyorum... Bir lokma, bir hırka, bir patlıcanla geçen yıllardan sonra gönül gözüm açıldı... Ve düşümde
seni gördüm... O zaman ben de senin düşüne girip sana göründüm. Kulağında ses oldum seni çağırdam. Çünkü
sen de benim gibi fikfiksiz bir çile içindesin. Dertli damın halinden dertli barrak anlar. Anladım ki senin tek
fikeceğin dam bende, benim tek yiyeceğim fik sende... Hadi Memo... Fik beni...
ufka doğru ilerleyen
aşık memo:
Ben hep peşinden gittim kulağımdaki sesin
"Domalt Memo, sok fiki" diyen ılık nefesin
Fakat fiki sokunca yok olacak ise ses
Sokmayıp o ses ile otuzbir çekmek enfes...
iç ses:
...memooo... gitmeee... fik beniiii... gel memooo... fik beniiii... sok banaaa... memooo... memooooooo...
Atışma
aşık memo:
Aman kızlar can kızlar
Fikime kurban kızlar
Siz domalın ben sokam
Kınalı kötten kızlar
kızlar:
Aman Memo can Memo
Damcığa hayran Memo
Kaldırır da sokmazsın
Barrağı taştan Memo
aşık memo:
Gül saksısı var camda
Al kiremitler damda
Domalmanız yeterli
Köt de fikerim dam da
kızlar:
Kum bırakır geride
Akarken su derede
Dam sulanmış bekliyor
Memo fikin nerede?
aşık memo:
Pazardan aldım biber
Doğradım birer birer
Mor hediyem var size
Domalırsanız eğer
kızlar:
Dağlarda çimen yeşil
Yel eser efil efil
Memo fik bizi diye
Kötleri yaptık sebil
aşık memo:
Gökte yıldız parıldar
Açım, karnım guruldar
Barrağım kedi gibi
Mırıl mırıl mırıldar
kızlar:
Armut aldım pazardan
Korunmalı nazardan
Memo sokmayacaksan
Yala bizi bızırdan
aşık memo:
Hamura çaldım maya
Yağı sürdüm tavaya
Fikim demirden bir kulp
Takayım mor halkaya
kızlar:
Balta keser ağacı
Zordur çıkmak yamacı
Boş kaldı bak damcıklar
Tıka Memo tıkacı
aşık memo:
Kızları domaltmak hoş
Memo, damlara bak coş
Kalkmışken çek otuzbir
Damcığa fik sokmak boş
kızlar:
Memo bizi domalttın
Ama yine aldattın
Fikicem sizi dedin
Kötleri boş bıraktın
destan
Hayli zamandır vardı içimde bir sıkıntı
Aniden çıkıveren inceden bir üzüntü
Üzülünce çıkarıp okşasam da fikimi
O an daha bir hüzün kaplıyordu içimi
Buğuluydu kaseler gözlerimdeki yaştan
Evde çöp sepetine attırırken yavaştan
Düne değin kıvançla, göğsümü gere gere
Otuzbir çekmiş iken şimdi bedbahtlık niye?
Aslen niye demenin belli ki alemi yok
Sebep açık, ortada: Fik sopa lakin dam yok
Fikim masaya alttan "tak tak" diye vururken
Masaya vurdum yumruk "Memo! Kalk! Dam fik!" derken
Çektim donu sıkıştı fik sola bakar halde
Çıktım dam hülyasıyla fikimi tutar halde
Dama hasret barrağı dikelttim göğe doğru
Yürüdüm fikin "Yürü!" dediği yöne doğru
Kararlıydım fikmeye kıllı kılsız damları
Tekrar kıvanç dolmuştum boşverince gamları
Sokakta damdan daha bol bir şey varsa eğer
O da köt ve memedir, hepsi de seyre değer
Her kızda bir dam, bir köt, bir çift meme bulunur
Domalana vururken memelerden tutulur
Ne vakit ki memeden kavrar ise ellerim
O an inanacağım: "işte dam fikmekteyim!.."
Velhasıl fikfik için, kalbim pıt pıt atarak
Çıktık yola ben, fikim, iki de mutlu daşak
Sokaklarda bin bir köt, birbirinden iriler
Sanki domalmak için yaratılmış gibiler
Yürürken köt lobları bir sağ bir sol yapıyor
Sanki aradan bana damcıklar göz kırpıyor
Domaltsam bir kaseyi damcıktan fikmek için
Sokar iken fikimi sevinsem için için
Ve yahut da sırt üstü yatırsam bir dilberi
Sonra da gidip gelsem bir ileri bir geri
Ben üstte saydırırken hatun altta inlese
Kötünde şakırdayan daşşağımı dinlese