aşık memo

entry44 galeri video1
    39.
  1. bazı eserleri 2;

    Niye?..

    Kamışa su yürüyüp fik kalkınca
    Sevinmiştim dam fikeceğim diye
    Yıllar geçti aradan, nerede damlar?
    Paso otuzbir çekiyorum, niye?..

    Dam fikmekken arzuladığım tek iş
    Tek arzum tumak iken memeyi
    Yıllardır tuttuğum meğer fikimmiş
    Onu de hep sıvazlıyorum, niye?..

    Amanın!.. Benim mi bu önümdeki fik?
    Benim mi bu kıllı kıllı daşşaklar?
    Bakın! Bakın! Fikim nasıl da dimdik!
    Lakin benden başka gören yok, niye?..

    Sevgiliyi kuytu yerde domaltıp
    Çıplak köte gergin fiki sürtmeden
    Sulu dama barrağımı daldırıp
    Fikmeden bitecek şu ömür, niye?..

    Niye kaldım daşşaklarım ortada?
    Niye bana domalmadınız kızlar?
    Dam ordaysa aha fik işte burda
    Niye girmez bu fik o dama, niye?..

    Memo anla artık, sana fikfik yok
    Tuttuğun şu fik senin tek dostundur
    Dost görünen damdan sana hayır yok
    O'sbir duruken damcık tutkusu niye?..

    baldamcık sultan

    aşık memo yine fikinin
    doğrusunda ilerliyordu
    Barrak bakar daim semaya doğru
    Damcıklar sulanmış fikim dosdoğru
    Bilmem sokmamak mı, sokmak mı doğru
    Sokmam sokmuş sayıp çekerim o'sbir

    aniden, davullu muhafız başı:
    Destuuur!..
    -güm be de güm be de güm-
    Destuuur!.. Yüce hünkarımız Yalahaddin Emyûbî'nin
    kızı Baldamcık Sultan şehri dolaşmaya çıktıııı!.. Destuuuuurr!..
    Eğiliin!.. Eğiliin!.. Destuuuurr!..

    baldamcık sultan:
    Üfff... Ne sıkıcı bi şehir burası yaa... Ortada bi tane bile barrak yok...

    aşık memo:
    Bin bir dilber geçer her gün önümden
    Hiç biri domalmaz kendiliğinden
    Ben demem ki "Domal, fikem kötünden"
    Domalmış farzedip çekerim o'sbir

    eğilmiş kalabalıktan bir adam:
    Vallahi güzel söyledin yabancı. Amma hemen eğilmezsen canından olacaksın. Zira
    Baldamcık Sultan'ın kötünü görmenin cezası ölümdür...

    baldamcık sultan:
    Aaa!.. Bakın bakın!.. Orada biri fikini kaldırmış bana bakıyor!..

    muhafız başı:
    Nee!.. Muhafızlar!.. Çabuk yakalayın deyyusu!..

    muhafız:
    Yakaladım serçavuşum!

    muhafız başı:
    iyii!.. Görsün bakalım prensesin kötüne bakmak neymiş!.. Haydin saraya dönüyoruz!..

    baldamcık sultan:
    Fike bak... ihi ihi ihi...
    ......
    Sadrazam amcaa!.. Bil bakalım bugün şehirde neler olduu!..

    sadrazam:
    Seni yaramaz seni... Ne haylazlıklar yaptın bakalım?..

    baldamcık sultan:
    Baak... Sokakta fiki kalkık bir adam buldum... Domaliyim mi onaaa?.. Noolur domaliyiiim...

    sadrazam:
    Nee!.. Kattiyyen olmaz!.. Tiz vurun bu adamın kellesini!..

    aşık memo:
    Fikim kah sağ yana kah sola yatık
    Amma ekseriyet havaya kalkık
    Domalsa da fikmem kimseyi arkık
    Fikmiş gibi yapıp çekerim o'sbir

    sadrazam:
    Belli ki ululardan bir ulusun yabancı... Ve öyle sanıyorum ki bizi Büyük bir müşkülatımızdan
    kurtarabilecek tek er kişi sensin...

    Bir süre önce hünkarımız Yalahaddin Emyûbî, Anüstanya şehrini kuşatmak için sefere çıktı. O giderken kızı
    Baldamcık Sultan henüz küçücük bir çocuktu. Fakat kuşatma tam beş yıl sürdü. Bu arada Baldamcık Sultan'ın
    memeleri çıktı, kötü kabak damı tabak gibi oldu. "Barrak isterim, barrak isterim!" deyu tutturdu... Hünkarımız
    Anüstanya'yı alınca oraya saray yaptırıp yerleşti... Kızı Baldamcık'ı da tez zamanda yanına ister...
    Fakat minicik bıraktığı kızını kabağı yardırmış olarak bulursa o da bizim kabakları yarmaz mı?..
    Meselenin özü şu ki yabancı, Baldamcık Sultan'ı iki günlük yolculukta bafilemeyecek er kişi bulmak
    kabil değildir...
    ...Sen... Belki bu işi becerirsin ha?.. Söyle yabancı...

    aşık memo:
    Damcık kovalarken yolumu şaştım
    Köt peşinde nice dağ kaya aştım
    Memo der ki artık kendimden geçtim
    Yollar bitmez ben hep çekerim o'sbir...

    sadrazam:
    Yani... Yani kabul ediyor musun?..

    aşık memo:
    Evet

    sadrazam:
    O halde haydi!.. Hazırlıklar başlasın!.. Yolculuk vaktidir!..

    saklandığı yerden, defterdar:
    Kahretsin!.. Onu ben Götürüp ben fikecektim!.. Kahretsin!.. Sırf Baldamcık'ı düdükleyebilmek için sarayda güven
    kazanıp Defterdar oldu. Amma madem öyle, o halde ben de gider eski dostlarım Kırk Yarâmiler'e başvururum!..

    ..........
    muhafız:
    Duuurrr!... Kimdir ooo?!...

    defterdar:
    Defterdar Puştî!..

    muhafız:
    Parola?

    defterdar:
    Kırk barrak seksen daşşak

    muhafız:
    Geç!..

    defterdar:
    işte böyle reis. Kızı darbüzük boğazında kıstırıp kaçırdık mıydı çok yüklü fidye alabiliriz...

    reis yarâmi:
    Hi ho ho hoooo!!.. Amma yaptın ulan defterdar!.. Hi ho hooo!.. Ulan, hiç güleceem yoktu!.. Ne saftorik adamsın
    ulan, ne fidyesi!.. Kızı kaçırdık mıydı domaltır domaltır fikeriz olum!..

    defterdar:
    Ama...

    reis yarâmi:
    Üzülme lan keraneci, sen de fikersin!..

    ........
    baldamcık sultan:
    Yaaa, hadi Memo yaa... Hadi yaa... Amaaan üüfff... Hadi soksana şu fikini bana yaa...
    Damım da öyle sulandı ki...

    aşık memo:
    Sulu dama barrak girse hoş olur
    Fakat yaş fik memo'ya nâhoş olur
    O'sbircinin fiki daim taş olur
    Sen domal ben fiki sıvazlıyayım

    baldamcık sultan:
    Üf amaan sıkıldım... Bari yer değişelim...
    ...Bak fikinin üstüne de oturdum, bi hamle etsen girivericek damcığıma... Hadii, bak o da sepsert olmuş...

    aşık memo:
    Memo der yanaşma fike boşuna
    Domalsan da sokmam fikimi sana
    Domalacak isen domal karşımda
    Seyreyleyeyip fikim sıvazlıyayım

    baldamcık sultan:
    Memoo, bu suyun başı çok güzelmiş, burda konaklıyalım mıı?..

    aşık memo:
    Olur.

    gece, baldamcık sultan:
    memooo... ...hadi amaa... ...sok artııık... ...mmmmh... ...öyle uykum var ki... ...mmmhhh...

    ertesi gün, reis yarâmi:
    Hâlâ dar büzüğe girmediler mi?

    yarâmi:
    Şimdik giriyorlar reis...
    Reis!.. Girdiler!..

    reis yarâmi:
    iyi, ver bakim şu dürbünü!...
    Ahhaa!...
    -yuvarlanan kayalar- ...lambır lumbur lambır lumbur gübmür...

    baldamcık sultan:
    Ay ay ay, noluyo Memoo!.. Noluyoo!..

    aşık memo:
    Şşşt.. Telaşa mahal yok...

    reis yarâmi:
    Nı ha ha haaa!.. Çıkış yolunuz kapandı!.. Artık kırk Yarâmilerin elindesiniz!..

    aşık memo:
    Durun hele, bir çift sözüm var size...
    Dilber domalıp da göğsün eğince
    Memeleri ağır ağır sallanır
    Ardı sıra geçüb pompalar ise
    Memelerin sallanışu hızlanır

    Yürü dilber eteklerin sürünsün
    Aç eteği beyaz kötün görünsün
    O vakit fik nasıl kalkar görürsün
    Beyaz köte kara barrak yakışır

    Dam dediğin bir küçücük kutucuk
    Fike yorgan, sıcacık, yumuşacık
    Hangi barrak hangi dama girecek
    Dar damcığa kalın barrak sokulur

    Körpe dam önünde fik inik durmaz
    Kalkan fiki sıvazlamazsan olmaz
    Memo der ki insan o'sbirden ölmez
    Güzel kız adama fik sıvazlatır

    yarâmiler:
    -otuzbir çekerek-
    şak şak şak... şak şak şak... şak şak... şak şak şak şak...
    -baldamcık'ın üzerine attırarak-
    fışk fışk fışk fışk... fışk fışk... fışk... fışk fışk...

    reis yarâmi:
    ...Ihhh... Kılıncı kaldıracak dermanım kalmamış... Meğer ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo...

    ........
    baldamcık sultan:
    Babişkoooooo!!!..

    yalahaddin emyûbî:
    Kızım!.. Baldamcığım!.. Ne kadar da büyümüşsün!.. Bu halin ne yapış yapış?..

    baldamcık sultan:
    Ay sonra anlatırım, önce sana Memo'yu tanıştırıyım.. Memo?.. Memo nerdesin?..

    aşık memo:
    Bir kez şu barrağı dama bükmedim
    Prensesler domaldılar fikmedim
    Otuzbirden başka birşey çekmedim
    Eh be memo, vur taşlara başını
    Başka iş yok, okşa fikin başını...

    domalkız

    tarlada çalışan çocuk:
    Baba... ben çok susadım...
    baba:
    Güneş de zaten tam tepeye çıkmış. Hadi Karakaçan'ı da alalım,
    Domalkız'a gidip testileri dolduralım...
    çocuk:
    Baba, Domalkız ne demek?..
    baba:
    Domalkız işte... Yani domalan kız...
    çocuk:
    iyi de bizim dereye niye domalkız demişler?..
    baba:
    Ben sana hiç anlatmadım mı bunu?..
    çocuk:
    Yoo...
    baba:
    O zaman hadi, hem gidelim hem anlatayım...

    ............
    --Domalkız'ın hikayesi çok eskidir. Bana dedem anlatmıştı, ona da dedesi anlatmış... Çoook eskiden
    bu ormanda Domalkız derler bir orman perisi yaşarmış... işte bu periciğin bütün işi gücü ormanda şarkı
    söyleyip çiçek toplayarak kendi halinde mutlu bir yaşam sürmekmiş...

    domalkız:
    Damııım tatlıııı, kötüüüm tatlıııı
    Memelerim kaanaaatlıııı...
    Ah bir fike doomaalsaaam
    Şen şakrak tabiiaaatlııııı...
    --Yine böyle şen şakrak çiçek toplarken arkasından bir ses duymuş.

    aşık memo:
    O köte bülbül öte!..
    Köt dedigin iki beyaz küredir
    Bir de ortalarındaki lüledir
    Yeri dersen damın tam dibindedir
    Kabak köte patlıcan fik kalkmaz mı?..

    domalkız:
    Sen de kimsin?

    aşık memo:
    Domal dilber domal görünsün damcık
    Aşık Memo damcık seyretsin azcık
    Parmakla o narin damı birazcık
    Narin dama kaba barrak kalkmaz mı?..

    domalkız:
    Memo ha?..
    --Domalkız damına kötüne methiyeler düzen bu adama aşık oluvermiş... Ama Domalkız'ın bilmediği bir şey
    varmış...

    domalkız:
    Eğer hoşuna gittiyse beni damımdan fikebilirsin Memo... Hadi, sok damıma fikini...

    aşık memo:
    Memo gezdi tüm alemi dolaştı
    Nice dama milim kadar yanaştı
    Fiki yandı daşşakları tutuştu
    Birin dahi domaltıp fikmiş değil...
    --Domalkız'ın bilmediği şey, Aşık Memo'nun dam fikmez köt domaltmaz bir
    otuzbirci olduğuymuş...

    domalkız:
    Ha anladıım... Sen kötümden fikmek istiyosuun... E o da olur...

    aşık memo:
    Her damın yanında bir de köt vardır
    Hem de çeperleri damcıktan dardır
    Damını kötünü tez elden yardır
    Lakin başkasına, Memo'ya değil...

    domalkız:
    Ama... Ama... Hiye fikmiyosun beni?... Hadi, hiç olmazsa ağzıma alayım...

    aşık memo:
    Fik dilin üstünde usulca kaysa
    Dudaklar barrağı çepçevre sarsa
    Yinede o'sbirde var her ne varsa
    Damında kötünde dilinde değil...

    domalkız:
    Nolursun fik beni Memo!.. Nolur!.. Sok fikini bana!..
    --Domalkız fikmesi için Memo'ya yalvarmış durmuş.
    --Peki Memo fikmemiş mi baba?..
    --Ee, Memo bu, tabi ki fikmemiş...
    Bîçâre Domalkız'ın tanrılara dua etmekten başka çıkarı kalmamış...

    domalkız:
    Ey Götümpos Dağı'nda oturan mor barraklı tanrılar, koca kötlü tanrıçalar!.. Ey kabak
    kötlü Köthena, lale büzüklü Anyüs, damı kıllı Damdodith!.. Yardım edin şu zavallı
    periye, sokun Memo'nun fikini damıma ve kötüme!..
    ...memo beni fiksinnn... ...fiksinnn... ...fikkk...fikkk...fikkkk...
    --Sesi Götümpos Dağı'nda yankılanmış... Damcık tanrıçası Darodith, kase
    tanrıçası Köthena ve büzzük tanrıçası Anyüs, Domalkız'ın haline acımışlar.

    damrodith:
    Bakın hele... Domalan bir kadın ve sokmayan bir erkek... Ne büyük trajedi!.. Bu işe bir dur
    demeli, damcık barrağı yemeli!..

    köthena:
    Peki var mı bir planın?

    damrodith:
    Elbette var. Öyle bir aşk iksiri biliyorum ki nice duyarsız yontulmamışı kulum kölem ediverdi...
    -Böhüüü böhüeaaa!.. Aşıkım sana aşıkım!..
    Sok de sokayım fik de fikeyim!.. Böhü böhüü!...
    işte bu iksir damımın suyudur.. Bir damlası dahi sırılsıklam aşık eder Memo'yu...
    --Damrodith sihirli dam sularını Memo'nun üstüne serpmiş...
    --Peki nolmuş baba?. Sokmuş mu Memo?..
    --Beklemişler, beklemişlern, beklemişler... Hiç bişey olmamış...

    aşık memo:
    Vuslat aşkı öldürürmüş diyorlar
    Sonra hem dam hem de köt fikiyorlar
    Fikmem, sürsün aşkım sonsuza kadar
    Gözüm yaşlı
    Fikim daim havada
    Aşığıım ben
    Büzzüğe de Dama da

    köthena:
    Anlaşılan o ki zaten aşık olan Aşık Memo'ya aşk iksiri yaramadı. Daha fike daşşağa
    yönelik bir iksir gerekiyor... O iksir de olsa olsa daşşaklı at Fikasus'un ossuruğu olabilir...
    O ossuruk ki her kim koklar ise barrağı at barrağı gibi olur, bir dama sokmadan da inmez...
    Ama şu var ki Fikasus yalnızca mala vururken ossurur...
    --Köthena bir kısrak kılığına girip Fikasus'un otladığı diyara varmış...

    köthena:
    Böylece bir de at barrağı yemiş olacağım, ne güzel...
    --Köthena kaçmış Fikasus kovalamış, Köthena kaçmış Fikasus kovalamış.
    -Duguduk duguduk duguduk - yakalıyamaz kii - dur kız cilveli, gaçma-
    Ta ki Memo'nun yanına gelene kadar...
    -evet, tam şimdi! - Lak! - ZORT! -
    Fikasus Memo'nun suratına osuruvermiş...
    --Memo napmış?.. Sokmuş mu?..
    --Tabi ki hayır, yine hiç bişey olmamış...

    aşık memo:
    Fikim olsa bile beygir barrağı
    Sıvazlarım hep yukarı aşşağı
    Sallarım o'sbir çekerken daşşağı
    O'sbircinin
    Fiki zaten havada
    Sokmaz Memo
    Büzzüğe de dama da

    anyüs:
    Bana sorarsanız Memo'yu iknaya çalışmak boşa çabalamak... Domalkız'a tek gereken
    tutup damına sokacağı bir fik...
    --Anyüs bir anda Memo'yu bir barrağa dönüştürmüş...

    domalkız:
    Memo!.. Benimsin artık Memo!.. Benim!..
    --Duruma çok sevinen Domalkız Memo'yu tam damına sokacakken Memo yine dile gelmiş...

    aşık memo:
    Dur hele, bir çift sözüm var sana.
    Eğer tek arzu ettiğin barraksa
    Kıllı boruyu damına sokmaksa
    Sok bir tokmak, olmasın fazla kısa
    Kılsız olsada olur
    Hiç farketmez
    Dam tokmakla barrağı
    Ayırdetmez

    damrodith, köthena, anyüs:
    Meğer ki ululardan bir uluymuşsun Memo...
    --Tanrıçalar Memo'ya hak vermişler ve onu eski haline çevirmişler...
    Aşık Memo fikinin doğrusunda ilerleyip uzaklaşmış...

    aşık memo:
    Bin bir damcık gördüm ben şu dünyada
    Dam aynı dam cinde de insanda da
    Dam fikmedim çölde de ormanda da
    Dama köte
    Kaldırsada fikini
    Memo yine
    Çeker otuzbirini

    domalkız:
    Ühüü ühüüü... Me-.. memoo... Ühüü ühüüüü....
    --Domalkız ise domaldığı yerde kalakalmış. Gözünün yaşları ile damının suları
    birbirine karışarak günlerce ağlamış... Fakat onun bu durumu başkalarının dikkatini
    çekmeye başlamış...

    satirler:
    -Lan oğlum, ne diyorum!.. Günlerdir böyle domalmış duruyo!..
    -E abi, niye fikmiyoruz o zaman?..
    --Kabağı yardıracağını anlayan Domalkız tanrılara tekrar yalvarmış...

    domalkız:
    Ey tanrılar ve tanrıçalar!.. Madem beni Memo fikmedi, o halde hiç kimse fikmesin!..
    --Tanrıçalar Domalkız'ın hiç olmazsa bu dileğini yerine getirelim demişler. Bir anda
    Domalkız'ın damı bir pınara, damının suları ve gözyaşları da bir dereye dönüşmüş...

    ...işte bizim derenin ve Domalkız Pınarı'nın hikayesi bu...

    oğul:
    Peki baba, Memo domalkız'ın haline hiç üzülmemiş mi?..
    baba:
    Bilinmez ki oğul... Bazısına göre Memo bir daha hiç buralarda gözükmemiş... Bazısı da
    der ki Memo her ayın otuzbirinde Domalkız pınarına gelip kana kana su içermiş... Hatta
    rahmetli annanem gördüğünü bile söylerdi...
    oğul:
    Baba...
    baba:
    Söyle.
    oğul:
    Büyüyünce ben de otuzbirci olucam...
    baba:
    Olursun tabi oğlum... Azmeden herkes otuzbirci olabilir...

    kötpembe

    aşık memo yine fikinin
    doğrusunda ilerlemektedir:
    -tipi, kar fırtınası - vuuvvvvv... vvvuuuvvvvv...-
    Bir sıcacık damcıktan mahrum haldeyim
    Fikim sıcak lakin titremekteyim
    Memeler yaslansa göğsüm ısıtsa
    Acep yine illa o‘sbir der miyim?..
    Bir ev...
    -tak tak tak-

    kapıdaki kız:
    Kim o?..

    aşık memo:
    Tanrı misafiri...

    içerideki yaşlı adam:
    Gel yabancı gel!.. Buyur otur bakalım ocağın başına... Kız Kötpembe, misafire koy bi
    kase tarhana da yumulsun sıcacık kaseye... Belki sonra da senin kaseye yumulur. He he...

    kötpembe:
    Babaaa!..

    baba:
    He he he... işte oğul, Biz gördüğün gibiyiz. Bir mecalsiz moruk ve bir fike hasret kızcağız...

    kötpembe:
    Babaaa!..

    baba:
    Sen anlat bakalım nesin, kimsin, kimlerdinsin? Bu kış kıyamette yollara düştüğüne göre var
    herhalde bir derdin...

    aşık memo:
    Dam peşinde dünyayı gezdim durdum
    Lakin ne dam fiktim, ne köte koydum
    Memo der ki koşturmaktan yoruldum
    Yorulmadığım şey o'sbir çekmektir...

    "Dam, dam!" diye feryad ettim her yerde
    Meğer fikfik yokmuş Memo'nun serde
    Fikim yükseldi hergün perde perde
    indirmenin yolu o'sbir çekmektir...

    baba:
    Belli ki ululardan bir ulusun Aşık Memo... Tabi Kötpembeyi bi domaltıversen iyi olurdu ammaa...

    kötpembe:
    Babaaa!..

    baba:
    ...Madem otuzbircisin napalım... Kız Kötpembe!.. Kalk Memo'ya döşek göster, yorgundur, yatsın...

    kötpembe aşık memo'yu
    yatırıp üzerini örterken:
    Be-be-... ben... Barrak istiyorum barrraaaakkk!!!.. Barrrraaaaaaakkk!!!.. Fik beni Memo!.. Hadiii!.. Sok hadi!..
    Hadi sok Memo! Sok! Soook!.. Sok şu fiki!.. Sok hadi sok!.. Sok fiki!..

    aşık memo uyuklıyarak:
    Mmm... Memo der ki... Memo... Mmmhhh... Hrrrnnn... Rrrzzzz....

    kötpembe:
    ...fik beni memo... fik beni... fiiikk... fiiikkk... fiiikkk...

    memo'nun rüyası:
    gökte uçan kötpembe:
    Fikemeez... Fikemeez.. Memo beni fikemeeez... Memo beni fikemeeez... ihi ihi ihi... Fikemezsiiin...
    -kanat sesleri-flap flap flap flap-

    fikindeki kanatlarla
    uçan aşık memo:
    Dam uçsa da aradığı barraktır
    Mor baş bulup tepesine konmaktır
    Konmadıysa senin fikin ucuna
    Memo, yapacağın kanatlanmaktır
    -kanat sesleri-pır pır pır pır-

    kötpembe:
    Fikeemeeez kiiii...

    aşık memo:
    işte Memo, sana cillop gibi dam
    Hele bir fik ne tasa kalır ne gam
    Şu barrağın etsin bir kerre bayram
    Yapacağın şey fiki kanırtmaktır

    uyanan aşık memo:
    Ha?..

    kötpembe:
    Hhrrrnnn... Zzznnn... Hhrrzzz... Hhrrrnnn... Mmmhh... Fff... Fik... Fik... Fi... Mmmhhh...

    kötpembe'nin rüyası:
    Kötpembe:
    Evet... Evet görüyorum. Tam aşağıda bir fik var... Bu hizadan atlarsam lak diye üstüne otururum...
    Hoppa!..
    Geliyoruuuuuum!...
    Aaaaaaaaaa -paft!-
    Ama... Ama fike değil daşşaklara geldik...

    aşık memo:
    Daşşağımın kılları
    Yay gibi burma burma
    Her gördüğün barrağı
    Damına girer sanma

    kötpembe:
    Sen... Sen... Nur yüzlü Aşık Memo!..

    aşık memo:
    Memo der ki sen barrağa inanma
    Fiksin diye kimselere domalma
    Fik dediğin bir uçarı göçmen kuş
    Sok parmağı gül kokulu damcığa

    Senin fikte benim damdadır gözüm
    Dinle bak, kulak ver, sanadır sözüm
    Damcığa fik sokmaya yoktur lüzum
    Yeter parmak dama, avuç barrağa

    uyanan kötpembe:
    Ha?..
    Hay allah, nasıl da uyumuşum, şafak sökmüş...
    Memo rüyamda seni... Memo?.. Memo nerdesin?..

    ufka doğru uzaklaşan aşık memo:
    Kışın damlar kuytularda saklanır
    Sokmayanlar ben gibi hayıflanır
    Memo naçar, o'sbir olmuş uğraşı
    Yaz kış demez barrağını şaklatır...

    kutsal kase

    aşık memo yine fikinin
    doğrusunda ilerliyordu:
    Fikim tekne ben tayfa, aştım nehirler
    Fikim rehber ben yolcu, gezdim şehirler
    Gördüm kavun memeler, davul kaseler
    Tokmak fiki davula bir vuramadım...

    ...
    Bir ilde dilberler dolanıyorsa
    Yollarda memeler sallanıyorsa
    insan hemen fike davranıyorsa
    işte şehir diye ben buna derim...

    Ne zaman ki yolda bir kase görsem
    Derim ki içimden "Şunu ellesem"
    "Evvela domaltsam, sonra köklesem"
    Kaskatı kesilir taşlaşır fikim...

    Meme görmez isem o gün mutsuzum
    Dam domaltmak dersen, zaten bahtsızım
    Fikfik içün gayri pek umutsuzum
    Kaldı yine bugün elimde fikim...

    şehir meydanındaki kadınlar:
    Anlaşılan uzun zamandır fikin havada dolaşıyorsun yabancı. Şehrimizin kadınları birbirinden
    güzeldir. Fik fikebildiğini!.. Onu fik, bunu fik... istersen gel beni fik!..

    aşık memo:
    Memo der damlara gözlerim baksın
    Barrağım her daim havaya kalksın
    O'sbirciydi namım, o'sbirci kalsın
    Siz domalın bense o'sbir çekeyim...

    kadın:
    Belli ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo... Madem ki dam köt fikmiyorsun, o halde şehrimizin sırrını
    sana anlatabiliriz...
    Şu kapanmış kadınlar kim dersin Memo?.. Tapınağın rahibeleri mi?..

    aşık memo:
    Belki...

    kadın:
    Hayır hayır... Onlar kendilerini göstermek istemeyen çirkin kadınlar. Tapınaktaki Kutsal Kase'yi ziyarete
    geliyorlar...
    Bak işte Kutsal Kase bu... Seyret şimdi olanları...

    kutsal kase'den su içen
    çirkin bir kadın:
    Gluk... gluk... gluk... gluk...
    -aniden güzelleşerek-Plinnnngg!-

    kadın:
    işte Memo, Kutsal Kase'nin içinde biriken kutsal damcık suyu şifalıdır. Memelere dirilik, kaselere dirilik verir.
    Saçları ipek yüzleri bebek gibi, damları tabak kötleri tabak gibi yapar. En buruşmuş damcıkları dümbelek
    gibi gerer, en folloşlamış büzzükleri dasdaracık eder...
    işte bizim için bu denli değerli olan kasemizi, en seçme muhafızlarımız koruyor...
    Onlar ki kimseye boyun eğmeyen, kaseyi korumak için kötlerini ortaya koyan yenilmez savaşçılardır...
    ...Ama... Ama neler oluyor!.. Bunlar da nesi!..

    uçan kanatlı fikler:
    ...svip... svip... svip svip... svip svip svip... svip svip svip... svip svip...

    muhafızlar:
    -Ay çok şiriin!..
    -Yakalayın!.. Yakalayın!..
    -Dur kaçma!..
    -Hi hi hi hi...

    kötündeki süpürgeyle
    uçarak gelen cadı:
    Aahh hah hah haa!.. Aha ha haa!.. Kaaseeee!.. Kutsal Kase benim olacaaak!.. Beniiimm!..

    kadın:
    Bu kahkaha!.. Bu ses!.. Aman tanrım olamaz!.. Bu... Bu...
    Bu batının kötü cadısı Karakun!.. Bırak o kaseyi yerine pis cadı!.. Bırak onu!..

    karakun cadısı:
    Haa ha ha ha haaa!.. Ha ha ha haaaa!.. Ha ha ha ha ha haaaa!..

    kadınlar:
    -Kutsal Kase çalındı!.. Kutsal Kase çalındı!..
    -Kutsal Kase çalındı!..
    -Kutsal Kase çalındı!..
    -Yooooo!..
    -Kutsal Kaseee!..

    kadın:
    Ühüü ühüü!.. Artık... Artık ben bir hiçim!.. Bu... Bu şehir bir hiç!.. Artık yollarda sallanan memeler olmayacak
    Memo! Çünkü... Çünkü kutsal suyun etkisi... Sadece... Sadece bir gün sürer!.. Bak!.. Ben de çirkinleştim! Kutsal
    su vaktim gelmişti, ama şimdi önce ben sonra bütün şehir... Bir bir çirkinleşeceğiz... Bir bir acuzeye döneceğiz
    Memo!.. Karakun
    Cadısı'ndan kaseyi geri almamız ise imkansız... Çünkü hiç birimiz büyüden anlamayız Memo!.. Biz sadece
    fikfikten anlarız... Sadece domalmayı, yalamayı biliriz... Oysa artık kimse bizi domaltmayacak!..
    Ühüü ühüüü!..

    kadınlar:
    -Gittiii!.. Gittiii!..
    -Napçaz, gittiiiii!..
    -Bööö!.. Böaaaaa!..

    aşık memo:
    Kasesiz zamanlar ben hep iç çektim
    Kaseler peşinde nice yol teptim
    Yine varsa kase dağlar ardında
    Koşarım, uçarım, yine giderim...

    kadın:
    Çok tehlikeli Memo, boşuna niyet etme kaseyi geri almaya... Kutsal Kase'yi fikmek isteyen çoktur. Eğer ki kase
    fikilirse tılsım bozulur. Atmıklı dam suyundan kime şifa gelir ki... Hem bırak Kutsal Kase'yi, senin kaseye
    bile çizerler... Ama madem gidiyorsun, yolun açık olsun Memo...

    ........
    ağaçların arkasında
    pusuya yatmış haydutlar:
    -Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!.. Hadi!.. Hadi!.. Hadi!..
    -Ulan saldırıp allahın meczupunu mu domaltıcaz!.. Dur hele şu kaseyi ele geçirsin!.. Ondan sonra ben...
    Dünyada her çeşit kaseyi domaltmış olan ben, en nihayetinde Kutsal Kase'yi de domaltmış olacağım!..
    -Patvon be, ben gövdüm, bu kasedeki sudan içen kavılavın memelevi kocaman oluyo... Biz içsek bizim de
    fikimiz büyüv mü?..
    -Ben ne bileyim olum!.. Hadi hadi, izleyelim, kaçırmıyalım herifi!..

    .........
    tepedeki kulübesinde
    karakun cadısı:
    Nıha ha ha ha haa!.. Az sonra dünyanın en güzel kadını olacağım!.. Büyü gücümle fikiş gücüm birleşince
    bütün erkekler kölem olacak!.. Dünyanın bütün barrakları benim olacak!.. Benimmm!..
    -kaseden su içip güzelleşerek- lıp lıp lıp lıp... plinnnng!.. plinnng! plinnng!..-
    Ha ha haa!.. Bu dama bu köte fik sokmayacak yiğit var mı şu dünyada?!.. Artık gelsin barraklar, gitsin daşşaklar!..

    aşık memo:
    Dam görünce her bir barrak dikilir
    Barrak dikildi mi damcık fikilir
    Fik damcıktan dam barraktan sıkılır
    Sıkıntısız bir iş var ki: otuzbir...

    karakun cadısı:
    Ahha!.. işte ilk barrak ayağıma geldi... Hey sen, çabuk gel beni fik!..

    aşık memo:
    Memo'da bir fik var hiç yere inmez
    istese de fiki bir yere girmez
    Şuncacık aklı var fikfik'e ermez
    Anladığı tek şey var ki: otuzbir...

    karakun cadısı:
    Bana bak sefil yadatık!.. Beni büyü yapmaya zorlama!.. Sok diyorsam sok o fikini!.. Yoksa o fiki solucana çeviririm!..

    pencereden giren bir kuş:
    Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..

    karakun cadısı:
    O da nesi!.. Kahretsin! Bir Taşakuşu!..

    karakun cadısı'nın
    kötünü kavrayan taşakuşu:
    Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..

    karakun cadısı:
    Git burdan pislik!.. Kötümü sana fiktirmem!.. Defol! Defol!.. Kahretsin, kaseyi kaptı!..

    kutsal kase'yi kapıp
    pencereden uçan taşakuşu:
    Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..

    süpürgesini kötüne
    sokan karakun cadısı:
    Tabi yaa!.. Taşakuşlarının yavrulama mevsimindeyiz!.. Kutsal Kase'yi yavrularına domalttırmadan
    ona yetişmeliyim!..
    -aşık memo, bastonunu çevirip kötünde süpürgeyle uçan karakun cadısının damına sokarak- ...hooop, cluk!..-

    ..........
    kayaların üzerindeki yuvada
    yavru taşakuşları:
    Gvöt!.. Gvööt!.. Gvövöööt!..

    kutsal kase'yi
    taşıyan taşakuşu:
    Ogovvk?.. Ogovvk?..
    -aşağıdan gelen bir taşla vurulan taşakuşu düşerken- Tonk!.. ogoooooooooo..........-

    dev:
    Allaallaaa... Bu ne böyle yaa... Bunca yıldır taşakuşlarına pusu kurup yavrularına getirdikleri kaseleri çalarım,
    hiç böyle bir kaseyle karşılaşmış değilim vallahi... Eh napalım, bugünkü rızkımız da buymuş...

    ağaçların arkasına
    saklanan karakun cadısı:
    Vay canına! Kase bu defa da Salkımtaşak Devi'nin eline geçti!.. Salkımtaşak'ın tek bir amacı vardır,
    o da köt fikmek... Hangi köt olduğu farketmez... Ona Kutsal Kase yerine fiktirebileceğim nefis bir kötüm var!..

    haydutlar:
    -Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!..
    -Dur be olum!.. Kaseyi ele geçirsinler hele!..

    karakun cadısı:
    Ay bi bakar mısınııız... Ay çok pardooon, buralarda bi kase kaybettim dee... Hiç dikkatinizi çekti mi acibaaa?..
    Ay hep buralarda bööyle arıyorum ama bulamıyoruuum...

    salkımtaşak devi:
    Belkim bu olabiler mi aceba?..

    kutsal kaseyi alan
    karakun cadısı:
    Kasem!.. Kasem!..

    karakun cadısını fiken
    salkımtaşak devi:
    -Şluk!-
    Kase!.. Kase!..

    fikilen karakun cadısı:
    ...oğğğhhh, kaaseeeeemmm!..

    -Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!-
    -ahand ohanda ahanda ohanda ahanda ohanda-
    fikişen devle cadının yanından kaseyi alan
    aşık memo ormanda ilerlerken, haydutlar:
    -Dur yolcu!.. Sende bizim bi emanetimiz varmış. He he he...
    -Evet, patvon kaseye bavvağı kanıvtacak!..
    -işte!.. işte dünyada domaltılabilecek en güzel, en nadide, en kutsal kase!.. Onu ben fikeceğim!.. Ben!..
    -Patvon be... Fikmeden evvel vercen mi bi yudum?..
    -Ne?.. Ne yudumu!..
    -Hani patvon, su memelevi büyütüyodu ya... Hani fiki de büyütüyoduv diyoduk...
    -Fiki mi büyütüyo?.. -fikinin iki kat büyüdüğünü düşünüp kutsal sudan içince damı, kötü ve memeleri çıkarak-Lıp lıp lıp lıp... Plönk!.. Plönk!..-
    -Pa-pa-patvon?.. O kadav güzelsin ki...
    ...
    -Dur!.. Dur lan!.. Gelme üstüme!.. Gelme!..
    -Ohh patvonum benim!.. Tam tipimsin... Ohhh...
    -Elleme lan!.. Ayıp olum, bi gören olur!..
    -Ohh..Patvoonnn, ooohhh...
    -Şşşşt, devam et!...
    -Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!-

    .........
    şehirde bir kadın:
    Heeey!.. Memo geliyor!.. Kutsal Kase'yi getiriyor!.. Aşık Memo kaseyi getiriyor!.. Duyduk duymadık demeyin!..

    kadınlar:
    -löngür löngür-
    -Açılın!..
    -Açılın ayol!
    -Çekilin!
    -Pinnng!.. Ping!.. Pinng!.. Pinnng!..-

    kadın:
    Ohh... Sayende tekrar taş gibi vücuduma kavuştum Memo... Memo?.. Nerdesin?..

    ufka doğru ilerleyen
    aşık memo:
    Kase sözü düşmez oldu dilimden
    Bin bir kase geçti her gün önümden
    Barrağımı bırakmadan elimden
    Ömür boyu attırdım ben her yana...

    .........
    ertesi gün ormanda
    salkımtaşak devi:
    Ulan karı dün gözüme nasıl da güzel gözükmüştü, bi de şu haline bak mına koyyim yaa...
    Nası kurtulcam ki bundan...

    dev'e sarılmış yatan
    karakun cadısı:
    ...mmmhh... canım... mmmmmmm...

    iç ses

    aşık memo yine fikinin
    doğrusunda ilerliyordu:
    Dam peşinde kalmadı dolaşmadığım belde
    Hastasıyım damcığın fikim daima elde
    Lakin bir kerre dahi dam domaltmış değilim
    Hep otuzbir otuzbir, nerde ah fikfik nerde...

    Ooof of of... Yürü yürü daşşaklarıma kara sular indi... Biraz oturup dinleneyim...
    Eh Memo, sen daha çok yorulursun
    Dün yaşa bugün taşa oturursun
    Sen de fiksen ya tuttun mu kör gibi
    Bilmem ki otuzbirde ne bulursun...
    Otuzzsshhh... Hhhrrrrnnn... Hrnzzzzz...

    aşık memo'nun
    rüyasındaki iç ses:
    Memoooooo... Meeemoooooo... Meeemooooo...
    Memoooo!.. Gel Memooo!.. Seni bekliyorum!.. Geeeell!..
    Hadi gel Memooo... Dosdoğru yoluna devam et... Karşına çıkacağım... Domalt beni Memooo... Domaaalt...
    Fik beniii... Fiiikk... Hadi Memooo... Geel... Bak domaldım seni bekliyoruuum... Fik beniii... Fiiik...
    Gel fik beni Memooo... Fik beniii...

    uyanan aşık memo:
    Ha?!..
    Hayırır inşallah, pek garip bir rüyaydı...

    iç ses:
    ...gel memooo... fik beniii...

    aşık memo:
    Hatunun sesi de kulağımdan gitmiyor...

    şeftali ağacına çıkmış kız:
    Ay çok pardon, bi saniye bakar mısınıız... Ay ben buriya şeftali toplamaya çıkmıştım ama şimdi inemiyoruuum...
    Ay acebaa bana yardım eder misiniiiz...

    aşık memo:
    Edebilirim.

    aşık memo'ya sarılıp
    sürtünerek inen kız:
    Ay bak indiriyorum ayaamı... Tutuyo musuuun... Ay ay ay... Ay sıkı tut aaay!.. Ay ay ay düşüyorum aaay!..
    Bak tutuyosun di mi, bırakıyorum kendimi bak... Bak sıkı tut... Bırakıyorum bak...
    Ay ohhh... Çok şükür indim şu ağaçtan... Ay sana o kadar müteşekkirim ki... Şeftali yer misin?..

    aşık memo:
    Yerim.

    kız:
    Ay hep ezilmiş bunlar... Hah!.. işte sağlam bi tane!.. Al, tüylü, körpe ve sulu... Alsana... Yoksa tüyünden
    huylanır mısın?..

    aşık memo:
    Sen miydin rüyamda beni çağıran?
    "Fik Memo, fik beni" diye bağıran?
    Senin mi kafamda yankılanan ses?
    "Domalt sok fikini" diyen o nefes?

    kız:
    Akikkikkikki!.. Akikkikkikki!.. Seni çapkın seni!.. Şeftaliyi görünce aklına hemen damcık geldi di mi!.. Ay vallahi
    kimsenin rüyasına felan girmedim ben ama fikeceğini bilsem girerdim... E hadi, fik çok istiyosan...

    iç ses:
    ...memooo... gel memooo... fik beniii... fik beniiii...

    aşık memo:
    Fikmem seni değilsen
    Dilber rüyama giren
    Sokmam senin değilse
    O ses "Memo sok" diyen...

    kız:
    Ay fikmiycek misin ayol?.. Aaa... Adama bak gidiyo... Ayol boşuna mı domaldık!..

    iç ses:
    ...fik beni memooo... Fik beniii... gel sok banaaa...

    -ormanın içinden gelen sesler- Hırş... hışır hışır... hışırt... gııırç...-
    ormanda kaçıp
    kulübeye saklanan kız:
    Gelme!.. Gelme üstüme!.. Gelmeee!..

    aşık memo:
    Düşümde göründü domalmış dilber
    Yoksa sen misin o dilber cevap ver
    Kulağımda sesi "Memo fik beni"
    Sensen o seni hemencik fikmeli

    kız:
    Be- be- ben... Her türlü barraktan kaçıp buralara saklanmışken ne diye kalkıp senin rüyana gireyim!..
    Ama... Ama bir gün köşeye sıkışacağımı biliyordum... Demek fikilme günü bugünmüş... Napalım,
    mukadderat... Haydi o halde... Hazırım fikilmeye...

    iç ses:
    ...bana gel memooo... fik beniiii... fiiikkk...

    kız:
    Hadi... Hadi fikmiyo musun?.. Hep bu günü beklemiştim!.. Fiksene hadi!.. Fik!..

    aşık memo:
    Fikmem seni değilsen
    Dilber rüyama giren
    Sokmam senin değilse
    O ses "Memo sok" diyen...

    iç ses:
    ...gel memooo... gel fik benii... domalt benii...

    pencereden bakan kız:
    Sen!.. Sen!.. Evet sen!.. Tanıdım seni!.. Evet evet, fikinden tanıdım!.. Çabuk gel buraya!..
    Hadi çabuk yukarı gel!.. Sessiz ol, sessiz!.. Abimler duymasın!..
    Fikinden tanıdım seni!.. Sen yolunu gözlediğim beyaz fikli prensimsin benim!.. Hadi fik beni!.. Ama sessiz ol,
    abimler duymasın. Onlara kalsa nikahsız barrak yok bana. Ama damcık bu, torba değil ki büzesin...

    aşık memo:
    Uyurken düşüme girdi bir kadın
    Fikilsin istermiş meğerse damın
    Yoksa barrak isteyen o sen misin?
    Kulağıma bir "Fik beni" der misin?..

    kız:
    Ben kimsenin rüyasına girmedim ama sen yıllardır benim rüyalarıma giriyosun prensim benim!.. Hadi sok!..

    aşık memo:
    Fikmem seni değilsen
    Dilber rüyama giren
    Sokmam senin değilse
    O ses "Memo sok" diyen...

    kız:
    Ne!.. Ne ne ne!.. Yani sen şimdi fikmiyecek misin beni!..
    Süknettin aabeeey!..
    Zorlagir aabeeey!..
    Kanırtcan aabeyyy!..
    Yetişiiin!.. Fikiyolaaar!.. Bacınızı fikiyolaaar!.. Namus elden gidiyooo!.. Damcık elden gidiyo yetişiiiin!..
    Çabuk olun salaklar çabuk!.. Kaçıyo herif!.. Şu tarafa gitti, çabuk!..

    abiler:
    Fikti mi? Fikti mi?..

    kız:
    Ne fikecek be! Kolay mı öyle taş büzüklü Kötnur'u domaltmak?!.. Şu taraf, çabuk!..

    abiler:
    Yakalıyalım ipneyi!..
    ...Şu tarafa!...
    ...Yok aabey burda...
    Ülen kaçırmıyalım herifi!.. Acele edin!..
    ...Hadi lan hadi!.. Bu tarafa!.. Hadi!..

    mağaradan gelen ses:
    ...memooo... gel memooo... geeeeel...
    ...işte sonunda geldin Memo... Hoş geldin... Burası benim çilehanem... Yıllardır burda fikfikten uzak
    yaşıyorum... Bir lokma, bir hırka, bir patlıcanla geçen yıllardan sonra gönül gözüm açıldı... Ve düşümde
    seni gördüm... O zaman ben de senin düşüne girip sana göründüm. Kulağında ses oldum seni çağırdam. Çünkü
    sen de benim gibi fikfiksiz bir çile içindesin. Dertli damın halinden dertli barrak anlar. Anladım ki senin tek
    fikeceğin dam bende, benim tek yiyeceğim fik sende... Hadi Memo... Fik beni...

    ufka doğru ilerleyen
    aşık memo:
    Ben hep peşinden gittim kulağımdaki sesin
    "Domalt Memo, sok fiki" diyen ılık nefesin
    Fakat fiki sokunca yok olacak ise ses
    Sokmayıp o ses ile otuzbir çekmek enfes...

    iç ses:
    ...memooo... gitmeee... fik beniiii... gel memooo... fik beniiii... sok banaaa... memooo... memooooooo...

    Atışma

    aşık memo:
    Aman kızlar can kızlar
    Fikime kurban kızlar
    Siz domalın ben sokam
    Kınalı kötten kızlar

    kızlar:
    Aman Memo can Memo
    Damcığa hayran Memo
    Kaldırır da sokmazsın
    Barrağı taştan Memo

    aşık memo:
    Gül saksısı var camda
    Al kiremitler damda
    Domalmanız yeterli
    Köt de fikerim dam da

    kızlar:
    Kum bırakır geride
    Akarken su derede
    Dam sulanmış bekliyor
    Memo fikin nerede?

    aşık memo:
    Pazardan aldım biber
    Doğradım birer birer
    Mor hediyem var size
    Domalırsanız eğer

    kızlar:
    Dağlarda çimen yeşil
    Yel eser efil efil
    Memo fik bizi diye
    Kötleri yaptık sebil

    aşık memo:
    Gökte yıldız parıldar
    Açım, karnım guruldar
    Barrağım kedi gibi
    Mırıl mırıl mırıldar

    kızlar:
    Armut aldım pazardan
    Korunmalı nazardan
    Memo sokmayacaksan
    Yala bizi bızırdan

    aşık memo:
    Hamura çaldım maya
    Yağı sürdüm tavaya
    Fikim demirden bir kulp
    Takayım mor halkaya

    kızlar:
    Balta keser ağacı
    Zordur çıkmak yamacı
    Boş kaldı bak damcıklar
    Tıka Memo tıkacı

    aşık memo:
    Kızları domaltmak hoş
    Memo, damlara bak coş
    Kalkmışken çek otuzbir
    Damcığa fik sokmak boş

    kızlar:
    Memo bizi domalttın
    Ama yine aldattın
    Fikicem sizi dedin
    Kötleri boş bıraktın

    destan

    Hayli zamandır vardı içimde bir sıkıntı
    Aniden çıkıveren inceden bir üzüntü

    Üzülünce çıkarıp okşasam da fikimi
    O an daha bir hüzün kaplıyordu içimi

    Buğuluydu kaseler gözlerimdeki yaştan
    Evde çöp sepetine attırırken yavaştan

    Düne değin kıvançla, göğsümü gere gere
    Otuzbir çekmiş iken şimdi bedbahtlık niye?

    Aslen niye demenin belli ki alemi yok
    Sebep açık, ortada: Fik sopa lakin dam yok

    Fikim masaya alttan "tak tak" diye vururken
    Masaya vurdum yumruk "Memo! Kalk! Dam fik!" derken

    Çektim donu sıkıştı fik sola bakar halde
    Çıktım dam hülyasıyla fikimi tutar halde

    Dama hasret barrağı dikelttim göğe doğru
    Yürüdüm fikin "Yürü!" dediği yöne doğru

    Kararlıydım fikmeye kıllı kılsız damları
    Tekrar kıvanç dolmuştum boşverince gamları

    Sokakta damdan daha bol bir şey varsa eğer
    O da köt ve memedir, hepsi de seyre değer

    Her kızda bir dam, bir köt, bir çift meme bulunur
    Domalana vururken memelerden tutulur

    Ne vakit ki memeden kavrar ise ellerim
    O an inanacağım: "işte dam fikmekteyim!.."

    Velhasıl fikfik için, kalbim pıt pıt atarak
    Çıktık yola ben, fikim, iki de mutlu daşak

    Sokaklarda bin bir köt, birbirinden iriler
    Sanki domalmak için yaratılmış gibiler

    Yürürken köt lobları bir sağ bir sol yapıyor
    Sanki aradan bana damcıklar göz kırpıyor

    Domaltsam bir kaseyi damcıktan fikmek için
    Sokar iken fikimi sevinsem için için

    Ve yahut da sırt üstü yatırsam bir dilberi
    Sonra da gidip gelsem bir ileri bir geri

    Ben üstte saydırırken hatun altta inlese
    Kötünde şakırdayan daşşağımı dinlese

    Göğsüne değen burnum memeleri koklasa
    Ben vurdukça memeler hopur hopur hoplasa

    Akabinde çıkarıp fiki versem eline
    O da tutup deydise yumuşacık diline

    Saçlarından tutarak okşasam ensesini
    Attırırken hissetsem fikimde nefesimi

    Bakıp bakıp düşündüm hep böyle güzel şeyler
    Kıyırımdan geçerken koca koca kaseler

    Seyrettikçe kötleri fikime kan yürüdü
    Ateşlenen barrağım büyüdükçe büyüdü

    Daşşaklar tortop oldu, barrak desen demirden
    Girmek ister hatuna kah damdan kah dübürden

    Lakin mevzu bir türlü oraya varamadı
    Yüreğimdeki kıvanç bir fike yaramadı

    Kızlar baktı gözümün hep içine içine
    Biri bile demedi "Oturayım fikine"

    Ulan, olsaydı eğer sulu bir damcık bende
    Domalır fiktirirdim damcığımı heryerde

    Velakin mukadderat, fik sahibi doğmuşuz
    Damcığa dil dökmeye baştan mahkum olmuşuz

    Sen domal demedikçe domalmıyor hatunlar
    Fik isteyen damcıktan aksa da seller sular

    O gün akşama doğru umut kestim damcıktan
    Hatunlar birer birer çekilince sokaktan

    Fikim kazık şeklinde bir süre durakladım
    Neden sonra ufaktan haneye topukladım

    Hüzünlü müyüm? Evet, dam fikmemek üzücü
    Lakin fik hâlâ kalkık, hırsla zonkluyor ucu

    Bir kız dahi domalıp köt vermese de bana
    Otuzbir çekeceğim topunun damcığına

    Anladım ki Memo'nun fiki hiç inmeyecek
    Hep otuzbir çekmekten kederi hiç dinmeyecek...

    DEDi Ki OF OOF!

    Memo derler, bir koç yiğit var idi
    Şol kainat barrağına dar idi
    Başşakları kor kor olmuş nar idi
    Bağrı alevlendi, dedi ki of oof!

    Sabah kuşluk vakti horoz öterken
    Yağlı ekmek sürüp yumurta yerken
    Bir taraftan otuzbir de çekerken
    Attırdı dağlara, dedi ki of oof!

    O an dağlar gümbürdedi sarsıldı
    Yer yarıldı tam ikiye ayrıldı
    Yeryüzüne bin bir dam köt savruldu
    Memo çayın içti, dedi ki of oof!

    Damlar kötler şol dağları aştılar
    Memo'nun fikini görüp şaştılar
    Domalarak fike doğru koştular
    Memo tuttu fiki, dedi ki of oof!

    Fik bu, tuttuğunda kalkar kafası
    Dam diye fısıldar sanki nefesi
    Baş var, göz yok, bilmez, damcık neresi
    Memo baktı dama, dedi ki of oof!

    Bir dam seğirterek geldi yanına
    Domaldı yaslandı fikin ucuna
    Arzu eder ki fik girsin içine
    Barrak dile geldi, dedi ki of oof!

    Söyle memo, fikin hali nicedir?
    Dam içinde gündüz artık gecedir
    Soksan, diyeceğin iki hecedir
    Dam fikenler daim dedi ki of oof!

    O anda bir kuvvet geldi Memo'ya
    Başladı barrağı sıvazlamaya
    Evvel kimse böyle o'sbir görmeye
    Sel gibi attırdı, dedi ki of oof!

    Damcıklar o selle dağa savruldu
    Dağ hepsinin üstlerine devrildi
    Dünya eski vaziyete çevrildi
    Memo kaldı yalnız, dedi ki of oof!
    * * * https://galeri.uludagsozluk.com/r/6987/+

    edit: imla hatası yoktur şiirin orjinal yazımı bu şakildedir. (bkz: karikatür dili)
    5 ...