Darmadağınık odamın bütün kapılarından, bütün pencerelerinden, bütün aralıklarından; gri, soğuk ve sinsi bir duman içeri yayılıyor. Yapış yapış. Hattat kaç kez hayatı, kaç kez aşkı ve kaç kez ölümü aramak için sefere çıktım. Kaçında geri döndüm. Ben senin ruhunun bütün çağrışımlarına ve tezahürlerine vakıfken, dahası hakkın varken benim üzerimde, bir mukadder meçhulde kesişecekken yollarımız, ne kadar yalnız olduğumu ve ne kadar acı çektiğimi bilmedin bile. Hattat çok yalnızım ve çok acı çekiyorum. Ama neden bu kadar acı çekiyorum.
Seni o ülkenin, bir parçası zannediyordum. içimde o kadar güzeldin. Birlikte ne yolculuklara çıkıyorduk. Oysa bir düşünsene, bir düşünsene sen ve ben hiçbir şeyiz..
günlerce aşkının yapısını çözmeye uğraştı. içini yakan ve yüreğini sızlatan bütün o ayrıntıların ne olduğunu anlamak istedi. Neden onu görmek ve onun tarafından görülmek istediğinin o çok karanlıklardaki nedenini aydınlatmak. Kendi içinde ilerlemeye çalıştı günlerce, kendi içinde ilerlemesi gereken yolun bu olup olmadığını hesaba katarak.
Önce güzelliğinin onun tarafından görülmesini ve onaylanmasını arzu ettiğini fark etti. Şaşırdı, çok basit buldu. Sonra, güzelliğim, dedi böyle sonlu olmasayd, onda gerçekleşmeyecek, dahası onda sonsuzluk duygusuna böyle kuvvetle kapılmayacaktım
Aşkının yapısını çözmeye gücü olmadığını fark etmesi acısını artırıyordu. Salt aşkının ışığında en basit ayrıntıların harikulâdeye dönüştüğünü far ediyor ve hayretler içinde kalıyordu.
Aşkın tenakuzlarını çözebilirsem diye düşünüyordu, beni bir yandan var eden, bir yandan da yok eden tehlikeli oluşumlarımı. Var olamk için yok olmaya neden rıza göstermem gerektiğini. Ya da daha güç olanı, yok olmamak için var olmamaya razı olmam gerektiğini. Hiç olmazsa bunları çözebilsem, hiç olmazsa. Çözemedi
Yüreğini asıl sızlatanın ne olduğunu fark etti. Onu ve onunla birlikte, diye düşündü. Bütün bu acılarım yaşayamadıklarımdan ve yaşatamadıklarımdan ileri geliyor.
Kendisine acıyordu ve bundan garip bir biçimde zevk alıyordu
Kendini o kadar hırpalamış olduğu aylar boyunca acının bile dinginlik içinde çekileninin daha katlanılır olduğunu unutmuş olduğunu anladı.
Düşüncelerime söz geçirmem mümkün olmuştu ama, dedi, düşlerime söz geçirmem, o mümkün olmuyor.