hep derler de inanmazdım sevdiğin birine zarar gelse senin de canın yanar diye. doğruymuş bu söz. acı bir tecrübeyle anladım. konu küçük kardeşin olursa canın çok yanıyormuş.
ne zaman dışarı çıksa eve canını yakmadan dönmeyen küçük kardeşim.yaş 15, hala aynısın. senin acın fiziksel. keşke benim acım da fiziksel olsa. ilaçlarla tedavisi mümkün olsa. sanki biri boğazımı sıkıyor, nefes alamıyorum. onu her tarafı kesik içinde, ayağında alçıyla görmek... tanrım böyle bir işkence olabilir mi?
şu anda o aldığı ilacın da etkisiyle uyuyorsun. ama ben uykusuzluktan ölme noktasında olduğum halde gözlerimi kırpamıyorum bile. ya uyanırsan da bir şey istersen? ya ağrın başlarsa?
onun vücuduna batan dikenlerin hepsi de sanki keskin bir bıçak oldu da kalbime batıyor, ruhumu paramparça ediyor.
en büyük korkum zaten sana bir şey olması. geceleri sen uyurken seni izliyorum biliyor musun? o kadar tatlı oluyorsun ki uyurken. gerçi sen hep tatlısın da.
akşam bir kez daha anladım benim için ne kadar değerli olduğunu. dikkat et kendine bitanem. bunu her ne kadar çok sık göstermesem de benim için tarif edemeyeceğim kadar önemlisin. seni çok ama çok seviyorum!