hayatım boyunca horlama sesinden nefret eden, en ufak bir horlama sesinde uyuyamayan bir insan olarak üniversiteye gelince benim de geceleri hiç de hafif olmayan bir şekilde horladığımı öğrendim. bunu kabullenmek bir yılımı aldı ama sonra pek de önemsemedim. hatta zamanla kendimle dalga geçmeye başladım, bunu kabullenmemle kendi horlamam bana pek bir şirin gelmeye başlamıştı. abarttım, bir gün "bak ben nasıl da kendimle barışık ve sevimliyim" edalarında bunu sevgilime bile söyledim. güldü. gaza geldim, çok yorgun olduğum zamanlarda uyuyakaldığımda ağzımdan salya falan akıyor bazen dedim. evet bunu da dedim. harbiden sıçmışım ya.
sonuç, birkaç ay sonra (aylar geçmiş aradan)baygın baygın telefonda konuşurken muhabbet nasıl oraya geldi hatırlamıyorum amaa bana;
-ne kadar sevsen de horlarken ağzından salyalar saçarak uyuyan birine sarılamazsın geceleri ya...
dedi. hakettim mi evet. ama o da hakettiğini aldı. huff.