merchants of brooklyn

entry1 galeri
    1.
  1. Brooklyn denizinden çıkmış, değişik bir CryEngine 2
    Çizgi roman okumak, benim için değişmeyen alışkanlıklardan biri. Ufakken Uzay Şövalyesi Rom (En sevdiğim kahramandır!) ile bu alışkanlığım başladı. Daha sonra Silver Surfer, Thor, Örümcek Adam, Süpermen, Batman derken elimde koleksiyonum oldu. Koca adam oldum, halen yeni serüvenleri okumandan duraıyorum. Usta çizerlerin elinden çıkan çizgi romanların, çizimlerine ayrı bir hastayım. Çizgi roman ne alaka denirse, işte burada oyunlarla olan köprüyü de kurayım, geçiş rahat olsun. Bu çizimler, artık sayfalardan, kağıtların arasından çıktı, oyun olarak PC ve konsolların sayesinde ekranlara kadar geldi. Böylesi görselliğe sahip oyunları gördük, şimdi onların arasına Merchants of Brooklyn de katılıyor.

    Sokakları arşınlarım, ama yürüyecek sokak kalmamış!

    Merchants of Brooklyn (MOB), Paleo Entertainment tarafından geliştirilmiş. Firma daha önce Half-Life 2nin multiplayer modlarından biri olan Paleolithic Revolutionı yapmış. MOB da, Paleonun kendi projesi.

    Oyun Water World (Su Dünyası) filmindeki gibi bir atmosfere sahip. 3100 yılındayız (Torunlarımızın torunlarının torunları zamanı), küresel ısınma nedeniyle su her yeri kaplamış. Brooklyn sokakları artık, deniz olmuş. Şehir üst ve alt olmak üzere iki kısma bölünmüş. Havalar ısınınca, serinlemek için denize giren Brooklyn halkı böylece ikiye ayrılmış. Üstlerde yaşayanların liderleri, Brooklyn Institute of Technology (B.I.T) ile iletişime geçmişler. Amaçları B.I.T sayesinde klon teknolojisiyle Neanderthal yaratıp, kendilerine işçi sağlanmasıymış. Bu klonlar da iri kıyım, kuvvetli, vurduğunda oturtan cinsten. Neanderthaller arasında ölümüne dövüşler yapılıyor, biz de buradan kaçan özel bir dövüşçüyü yönetiyoruz. Alt şehre kaçıp, diğer insanların desteğini alarak üstlerin yönetimini devralmak için çarpışıyoruz.

    "Abi bir göz taraması yapacaktım da, çok kıpraşıyorsun!"
    Filmlik konumuzu es geçtiğimizde, oyunun kuşkusuz en ilginç yanını kullandığı teknoloji çekiyor. MOB, CryEngine 2 ile hazırlanmış yapımlardan biri, hatta Crysis ve Crysis Warheadten sonraki ilk oyun bile diyebiliriz. Yalnız CryEngine 2 öyle bir şekilde kullanılmış ki, Crysiste gördüğümüz görsellikle pek bir alakası kalmamış. MOB, grafik olarak son çıkan Prince of Persiaya benziyor. Çizgi romandan çıkmış gibi, çizgilere ve görselliğe sahip. Yapımcılar CryEngine 2yi değiştirmişler. Ancak bu grafiklerin kötü olduğu anlamına gelmiyor, hatta vasatın üstünde güzel bir görsellik var. Yalnız bazı mekan tasarımları ve karakter modellemeleri birbirini tekrar ediyor. Bir de bazı yerlerde nedense kaplamalar kötü gözüküyor. Bunlar haricinde grafiksel olarak ofsaytlık durum yok.

    CryEngine 2 grafik harici çevreyle etkileşimi ve fizik unsurlarını da sağlıyor. Öldürdüğünüz düşmanlar haybeye patates çuvalı gibi yere düşmüyorlar. Çevredeki bazı nesneleri kullanıp, onun bunun kafasına atabiliyorsunuz. Hatta düşmanlarınızı akşam yemeği gibi parçalayıp, kopan kafalarını, bacak yada kollarını da silah olarak kullanabilirsiniz. Ancak oyundaki etkileşim Crysisteki kadar iyi değil.

    Kol kola

    MOBun oynanışı eski tipteki FPSler mantığında. ilerle, kapıdan geç, düşmanları öldür kuralı geçerli. Ancak fiziksel ve çevresel etkileşimler, klasik oynanış mantığını biraz daha eğlenceli hale getiriyor. Gelelim diğer bir noktaya, kolumuza. Kol ne alaka diye soracak olursanız, şöyle bir cevap vereyim. Oyunun başında karakterimizin başından geçeni görüyoruz. Bir dövüşte sağ kolu kesiliyor ve yerine biomekanik bir kol takılıyor. Bu kol bizim her şeyimiz. Biomekanik kolumuz silah şeklini alıyor ve X-Mendeki Gambit gibi eşyalara güç yükleyip onların patlamasını sağlıyor. Böylece çevredeki nesneleri veya düşmanlarımızın vücut parçalarını bombaya çevirebiliyoruz. Bir dövüşçü olduğumuzu unutmamız lazım. Yumruklarımızı da kullanabiliyoruz. Hatta biomekanik kolumuza gene güç yüklediğimiz zaman, düşmanları tek vuruşta parçalama imkanımız var. Kolumuza güç yüklediğimiz zaman Crosshair, mavi bir şekle giriyor ve dolmaya başlıyor.

    Düşmanların alayı geri zekalı, ama bol sayıda geliyorlar. Çoğu üstümüze gelip ateş etmekten veya yumruklamaktan başka bir şey yapmıyor. Saklanma gibi bir hünerleri yok, ama arada sırada size bakıp hiçbir şey yapmadan arkalarını dönüp, tabanları yağlayabiliyorlar.

    Sudan çıkmış balık

    MOBun sesleri efektleri bazı zamanlar çok tok bir şekilde duyulurken, bazen sesler duyulmaz bir hal alabiliyor. Yapımın CryEngine 2 sayesinde menüsü aynı Crysis, hatta bazen Crysisin bir modunu oynuyormuş gibi hissedebilirsiniz. MOB, single player dışında multiplayer olarak da oynanabiliyor. Sonuç olarak oyun, buram buram kalite olmasa da, grafikleri ve kol, bacak koparma imkanıyla zaman geçirtebilir.

    hilesini merak edenler için;
    Oyunu -DEVMODE komut satırı parametresi ile birlikte başlatın. Ardından oyunu oynamaya başlayın. Aşağıdaki kodlardan birine basarak sonucunu aktive edin.

    Kod: Sonuç:
    [F1]: 1./3. Şahıs görüş açısı geçiş yapar.
    [F2]: ilk Checkpoint'e döner.
    [F10]: ikinci Checkpoint'e döner.
    [F3]: Uçma/Hayalet modu geçiş yapar.

    Ek olarak, oyun esnasında ~ tuşuna basarak konsol penceresini çıkartın. Ardından aşağıdaki kodları girin ve [Enter] tuşuna basarak işlevini aktive edin:

    Kod: Sonuç:
    g_godmode 1: Tanrı modu
    i_noweaponlimit 1: Limitsiz silah
    i_unlimitedammo 1: Limitsiz cephane
    r_displayinfo 0: Geliştirici bilgilerini gizler
    ai_IgnorePlayer = 1: Yapay zeka oyuncuyu yok sayar

    edit: hatalar düzeltilmiştir. (görebildiklerim)
    0 ...