hoca hatalar, silsileler halinde geliyor. şimdiiii öngörümü yineleyeceğim. ki yakın bir dönemde iç savaş çıkacak ve ayakta kalan istediğini alacak(tahmini 3 yıl içinde. ki 3 ay olursa da şaşırmam.).
mesele yapılan siyasi hatalar ve yönetimsel zaafiyetlerle başlıyor. belirtmem gerek ki ak parti'yi sevmiyorum, düşmanı değilim belki ama sevmiyorum sadece. chp'yi ondan daha çok sevmiyor ve özellikle devlet bahçeli'nin yönetimindeki mhp'yi sıralamada hepsinin de beteri olarak ilan ediyorum kendi içimde. ve lâkin ne chp'nin, ne de mhp'nin ülke yönetiminde an itibari ile doğrudan bir etkisi olmadığı için(çıkan yasalar, alınan kararlar, yürütülen politika ve propagandalar) hedefim genel itibari ile ak parti ve bu partinin de kıç yalamaktan dilinin rengi dönmüş kazançlı seçmenleri oluyor birçok siyasi saçmalıklarımda. alnım açık bu noktada...
ve gel gelelim ki adımları atarken ne olursa olsun dikkat edilmeli ve itina gösterilmelidir.
sen bir taraftan "kürt açılımı" adı altında ülkedeki bir etnik köken ile alakalı -içeriği belirsiz ve yayınlanmamış- bir paketi aktif hale getiriyorsan, bu süre zarfında teröristlerin yaşam standartlarını yükseltip de "açılım" kapsamında tahammülkâr davranıyorsan öte yandan olayların kontrol altında tutulması adına da gerekli adımları atmalısın.
türk halkını en az benim kadar tanır sayın başbakan, yoksa ki bu kadar güzel sömüremez, kandıramazdı. van minüt diyip de reytinglerini tavan yaptıramazdı. tanıyor işte velhasıl... ve bu halkın "görev" olarak bildikleri arasında en baştadır vatan müdafaası. kimler katılır, kimler reddeder çok da sikimde değil açıkçası. ve fakat sen terörizme bu imtiyazı gösterirken, halkın gözünde, terör karşısında bir sembol olan askeriye ile doğrudan ilgili bir davanın aynı süre zarfında yürütülmesine imkân vermemen gerekir.
davayı ertelemek mantıksız olacaktır zira hukuk denen şeyin mümkün olduğunca kısa bir süre zarfında işlemesi gerekir. ancak; açılım dediğin ne idüğü belirsiz politikanı erteleyebilirdin. ve bu sayede halkın gözünde "devlet elden gidiyor, vatan parçalanıyor" tedirginliğinin oluşmasını da büyük oranda engellemiş olurdun.
he şimdi söylüyorum. habur'dan örgüt militanlarının girdiği ve avrupa'dan örgüt militanları'nın istanbul'a geleceği dönemde koptu film. bu insanlara göre kabul edilemezdi bu ve benzeri şeyler. şehit ailelerinin gözlerine sokulamazdı sınırda davul zurna ile terörist karşılayan kansızlar. bir terör örgütünün mensubu, bir mehmetçik katili, sınırda yargılanıp "barış elçisi" adı altında "pişman değilim" diyemezdi. umarım ki ben yanılıyorumdur ve yaşananlar gerçekten de münferit olaylardır. fakat inegöl, hatay,... derken ipin ucu bir kaçarsa yarın sabah mahallenin girişine set çekilir ve her geçenin kimliğine bakılır olur oturduğum muhitte. buraya gelecek olursa işte mesele üzülürüm arada kalacak mazlumlara...
eklenen not: farkettim de özetinin amınakoyim. itirazı olan? çok da sikimde...