yaşananlarla ilgili video kayıtları görülene kadar her kıçtan bir senaryonun yazılacağı hadisedir. biz, geçen yıllarda bir zihinsel yoksunun kezzaplı saldırısını "mahalle baskısı" diyeni de, aksi yönde birçok haberi yapanı da gördük.
yaşanan olaylarla ilgili çıkacak hiçbir sonuç da şaşırtmaz beni açıkçası şu noktada. bir yola girildi, uzunca bir süre bu yolda seyretti ülkenin trafiği ve şimdi geri dönmek de pek mümkün görünmüyor.
hadi ama gerçekçi olalım geldiğimiz noktada. bugün ülkenin güneydoğusunda görev yapan devlet memurlarının can güvenliği sağlanamıyor ve bölgedeki terör faaliyetleri ile sindiriliyorsa. öğretmenler tehdit edilip de kolluk kuvvetleri "resmi kıyafet" ile sokaklarda dolaşamıyorsa, bir noktada ülkenin diğer bölgelerine de sıçrar bu mikrop. zira vücuda girdi bir kere.
adalet ağır ve soğuk kanlı olmalı diyordu nejat işler abimiz barda filmi ile ilgili bir röportajında. ki sonuna kadar haklı... eğer ki adalet, tepkisel olarak ortaya çıkacak olursa; iş, çeşitli korkuların etkisinde o raddeye bırakılırsa o zaman karakol basan da çıkar, polisle çatışan da. veya kasımpaşa'da bir vatandaşın pompalı tüfek şovu da seyredilir tv ekranlarında.
velhasılı kendi koltuk sevdasına ve bu anlamdaki korkuları karşısında -öteden beri- ülke meselelerini hiçe sayan yöneticiler varolduğu sürece aynı hızla devam edilir bu yolda seyre... sonuç olarak da ayakta kalan, istediğini alır. bir kuşak daha diri diri gömülür ve kimbilir belki de sonrasında ayrışmak, vuruşmak için yeni bir konu bulunur.