herkes kendi hikayesinin kahramanıdır

entry32 galeri video1
    26.
  1. bağlaçlar da hikayelere dahil...

    hepimiz birer bağlaç müptelasıyız. tam olarak ifadesi budur durumun... birisi savunacaksa mutlaka bir "ama" kullanması gerek suçunu, nedene bağladığı esnada. açıklayacaksa birşeyleri mutlak surette bir "fakat" ilişiyor kurulacak cümlenin münferit bir tarafına. pekiştirilecek her sav için "ki" oldukça işlevsel duruyor misal...

    nokta koyulmuyor hikayeye öyle istediğince. zira burada nokta koyma yetkisi yazarda. ve hatta o bile değil. yazarın, görünmez elleriyle tuttuğu o kutsanmış mürekkep deposunda. nokta koymak, hiçbir hikâye kahramanının harcı değil, geçmişte de olmamıştır hani. bağlaçlar bu noktada giriyor işte tam. "cümlemi bitirdim" dediğin anda noktayı koyman gereken yerde bir başka cümleye; belki de önceki cümleye tezat yönde ifade verecek, dikkati kendi üzerine çekecek o cümleye geçiyorsun. aksi takdirde devam etmezdi ya zaten hiçbir hikaye. bundandır belki yaşadığımız, yaptığımız ne varsa geniş zaman eki ile çekimliyoruz. "yaparım, ederim, severim, görürüm,..." zaman eklerini bir başka yazıya saklamalı. şimdi bağlaçlardayız...

    bitirmek istedim de bitiremedim hikayenin bir kısmını ben. çok çabaladım, çok uğraştım ve bir o kadar da kendimce didindim. bitmiyor... kendimi çektim, ilgimi çektim de gönlümü çekemedim bu şeyin içinden. burada kahraman benim. onu çıkartamamak da belki bundandır. ben sadece yazıldığına inandığımı yaşamakla meşgulüm. dedim ya nokta koymak haddim değil. sadece biçilmiş olanı geçirebilirim sırtıma. fakat bu noktada da isyankâr davranmam olası. hikayenin bu kısmı bunalımlı. güneşin, kavurucu bir bunalımı genzimize doldurduğu bir yaz günü gibi değil ama gökyüzünü kaplamakta olan bulutların, soğuk ve dingin bunalımını ruhumuza doldurduğu gibi.

    nokta koyamıyorum gene de. zira vazifem değil...
    0 ...