"yüzde 47" konu başlığında analizini yaptığımız zavallılardır...
evet demokrasi...
hangimiz daha fazla demokrasi istemeyiz ki?
"ben daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük istemiyorum" diyen kişi salaktır, gerizekalıdır, dengesizdir...
ve hatta, embesildir abicim...
ama bak şimdi demokrasi ile dikta rejimi arasında ince bir çizgi var.
aslında bu çizgi fevkalade kalın, hatta dağlar kadar ama senin kafan kalın sanırım, bu yüzden çizgiyi inceleştirdik...
neyse. en başa alalım...
dünya eskiden uzay boşluğunda gaz ve toz bulut...
yuh o kadar da değil, biraz daha ileri...
şimdi demokrasi nedir abicim?
halkın hür iradesi ile geleceğini tayin ve tasarruf hakkıdır...
peki bir ülke düşünün.
düşünün ki bu ülkede tüm devlet kurumları, yargı, yasama, yürütme tek bir siyasi görüşe paralellik gösterecek bir anlayışta tezahur etsin, uygulamalar sergilesin.
bu demokrasi midir?
bu bal gibi dikta rejimidir arkadaş...
yargıya, yasamaya, yürütmeye, devletin her kademesine sahip bir iktidarı halk nasıl indirebilir?
buna değil dünyada uzay sisteminde dahi hiç birşeyin gücü yetmez...
hangi hükümet tarafından atanan savcı ya da hakim o hükümet aleyhine bir karar doğrultusunda kalem kırabilir?
sen şayet demokrasi havarisi pozlarını yutup da "evet" dersen aslında hapı yutmuş olacaksın...
o zaman "türkiye nereye gidiyor" diye sakın düşünme ileride...
sen siktiret evet hayırı...onunla erkan yolaç ilgilensin.
başbakan'ın yahudi şeref madalyasını iade etti mi?
bana şu cevabı neden veremiyorsun hala. ver şu cevabı evet diyeceğim ulan.
ama sorduğum sorulara veremediğin her cevap için sana benden değil can yücelin üslubundan cevap vermem gerekecek.