türkiye' nin bir gerçeğidir. daha çükünün yerini bilmeyen altı yaşında çocuğa, 'okuma yazmayı sök annecim, ondan sonrası kolay' demekle başlar bu macera. her sene aynı hikayeyi anlatırlar. bu seneyi geç, sonrası kolay. sosyal bilgileri öğren, gerisi hikaye. matematik temelini iyi alırsan, seni kimse tutamaz. edebiyatı kap, şair bile olursun.... gaz gaz gaz!!
yeter ulan. bu da kafa. daha altı yaşında yedirmeye başlarsanız, otuz yaşında ne kalır geriye? artık bu baskı, bu gazlar o kadar çok hayatının parçası olur ki garibim öğrencinin; stres esrar etkisi yapmaya başlar. yaz tatilinden keyif alamaz olur. cem yılmaz' ın anlattığı örnekte olduğu gibi, havuza baktığında problem görmeye başlar. kuruyemişçi de para üstü sormaya korkar.
bu platformda da geleceğin anne, baba adayları yazıyor, okuyor. neler çektiğinizi, neler yaşadığınızı unutmayın. geleceğin nesillerini psikopata bağlamayalım. yirmi beş yaşında insanın saçlarının dökülmesi güzel bir şey değil. gerekirse erkin baba duruşu göstermek lazım. çünkü bu sistemle başka türlü uğraşılması mümkün değil. hayatının en güzel dönemlerindeki çocuklara hapis hayatı yaşatmak ise hiç ama hiç güzel değil.